İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Ege Denizi’nde son günlerde meydana gelen depremlerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Sözbilir, bu depremlerin magmatik kaynaklar ve hidrotermal aktivite nedeniyle tetiklendiğini belirterek, yeni bir volkanik aktivitenin başlangıcı olabileceğini ifade etti.
EGE DENİZİ'NDE ART ARDA DEPREM
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre, Ege Denizi'nde son günlerde en büyüğü 4.8 olan 200'den fazla deprem meydana geldi. Santorini Adası’nın kuzeyinde gerçekleşen bu depremleri değerlendiren Prof. Dr. Sözbilir, bölgenin aktif bir volkanik ada yayına sahip olduğunu vurguladı.
Sözbilir, Atina-Santorini-Datça-Bodrum hattı boyunca uzanan Güney Ege Volkanik Ada Yayı’nda bulunan volkanik adalar (Santorini, Milos, Nisiros gibi) çevresinde tarihsel süreçte çok sayıda büyük ölçekli deprem ve volkanik patlamalar yaşandığını hatırlattı.
“DENİZ ALTINDA DİRİ FAYLAR VAR”
Bölgede volkanik hareketliliği kontrol eden deniz altı diri fayların da bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Sözbilir, Ege Denizi altındaki kabuğu kıran bu fayların depremler üreterek bölgedeki tektonik gerilimi karşıladığını belirtti.
Sözbilir, Ege Denizi’nin altında bulunan Girit Adası güneyindeki Ege dalma batma zonunun Afrika levhasının, Ege levhasının altına yılda 20 milimetre hızla dalmasına neden olduğunu ifade etti. Bu süreç, Girit ve Rodos Adası çevresinde sık sık büyük depremler meydana gelmesine yol açıyor.
“BÜYÜK BİR DEPREM ÜRETME POTANSİYELİNE SAHİP”
Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Yunanistanlı jeologların son 10 yılda yaptığı araştırmalara göre, Santorini kuzeyinde yer alan Santorini-Amorgos fay sisteminde önemli bir aktivitenin yaşandığını ve bunun aktif volkanizma ile ilişkili olabileceğini söyledi.
Sözbilir, 1956 yılında Amorgos fayında meydana gelen 7.5 büyüklüğündeki depremin deniz tabanında 75 kilometrelik yüzey kırığı oluşturduğunu ve bu depremin ardından tsunami meydana geldiğini hatırlattı.
Son günlerde yaşanan depremlerin de magmatik kaynaklar ve hidrotermal aktiviteler nedeniyle tetiklendiğini ve yeni bir volkanik aktivitenin başlangıcı olabileceğini belirtti. Anafi-Astypalea fay sistemi, Los fay sistemi ve Kinairos faylarının gelecekte büyük bir deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu ifade etti.
“TÜRKİYE'NİN BU DEPREMLERDEN DOĞRUDAN ETKİLENME DERECESİ DÜŞÜK”
Türkiye açısından önemli değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Sözbilir, bu fayların Türkiye kıyılarına 150-200 kilometre uzaklıkta olması nedeniyle doğrudan etkisinin düşük olacağını belirtti.
Ancak Ege Denizi’ndeki deniz altı faylarının 7’den büyük bir deprem üretmesi halinde, özellikle Kuşadası, Bodrum ve Datça kıyıları için tsunami tehlikesinin göz önünde bulundurulması gerektiğini ve buna uygun önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı.