Forbes Dergisi'nin "Dünyanın En Zenginleri" listesinde yer alan Kamprad, girişimcilik hikayesiyle herkesi şaşırtıyor.
DİSLEKSİ HASTASIYDI
1926 yılında İsveç’in küçük bir kasabasında doğan Kamprad, genç yaşta ticarete atıldı. Gölden tuttuğu balıkları satan Kamprad, daha sonra kalem, kolye, çorap gibi küçük ürünlerle ticaretini genişletti. Disleksi hastası olmasına rağmen işletme lisesini başarıyla tamamladı. Babasının desteğiyle 1943 yılında amcasıyla birlikte posta sipariş şirketi kurarak IKEA markasını oluşturdu. Başlangıçta kalem, saat ve cüzdan gibi ürünler satan şirket, uygun fiyat politikasıyla kısa sürede dikkat çekti.
MOBİLYADA DEVRİM YARATTI
Kamprad, İsveç'te bir mobilya üreticisiyle iş birliği yaparak düz paket mobilya fikrini geliştirdi. Bu yenilik, maliyetleri düşürerek ürünlerin daha uygun fiyatlarla satılmasını sağladı ve IKEA’nın uluslararası arenada hızla büyümesine zemin hazırladı.
İş dünyasında başarıdan başarıya koşan Kamprad, özel hayatında ise oldukça sade bir yaşam sürdü. Uçak seyahatlerinde ekonomi sınıfını tercih eden, ucuz restoranlarda yemek yiyen Kamprad, markasız kıyafetler giyiyordu. Şirketinde de bu tasarruf anlayışını benimseyen Kamprad, çalışanlarına yazışmalarda kağıtların iki yüzünü de kullanmaları talimatını verdi.
DÜNYANIN EN FAKİR ZENGİNİ OLARAK HATIRLANIYOR
2010 yılında Forbes Dergisi tarafından dünyanın en zengin insanı seçilen Kamprad, servetinin büyük bir kısmını kurduğu vakfa bağışladı. Kişisel servetiyle öne çıkmayı tercih etmeyen Kamprad, sade yaşamını hayatının sonuna kadar sürdürdü. 27 Ocak 2018’de 91 yaşında hayatını kaybeden Kamprad, "dünyanın en fakir patronu" olarak hafızalara kazındı.
Kamprad’ın bu sıra dışı hayatı, girişimcilik dehası ve sade yaşam felsefesiyle ilham vermeye devam ediyor.