Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu çerçevesinde gerçekleştirilen Gazze konulu bakanlar toplantısına ilişkin, “Oslo’da 1993’te Filistin Devleti için bir ufuk ortaya konulmuştu. Bu toplantı da aslında artık Filistin devletinin nasıl kurulacağı konusundaki somut adımların başladığı, başka şartlara bağlanmadan net bir şekilde ilerlediği bir sürecin başlangıcı olarak ele alınabilir” dedi.
“TÜRKİYE OLARAK GARANTÖRLÜK MESELESİNİ GÜNDEME GETİRDİK”
Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu kapsamında New York’ta bulunan Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, gündeme ilişkin açıklamalada bulundu. Yılmaz, dün BM’de gerçekleştirilen "Gazze’deki Durum, Adil ve Kapsamlı Bir Barışa Giden Yol Olarak İki Devletli Çözümün Uygulanması" başlıklı bakanlar toplantısının önemine dikkat çekerek, Filistin meselesine ilişkin gelinen noktayı ve atılması gereken adımları değerlendirdi. Yılmaz, toplantının yaklaşık 60 ayrı ülkeden dışişleri bakanının katılımıyla gerçekleştiğini belirterek, "Bu toplantı önemli, çünkü şu ana kadar Filistin meselesi hep çatışma üzerinden tanımlanıyordu. Ama biz bu savaş başlar başlamaz, bu konuda asıl odağın işgalin sonlandırılması ve Filistin devletinin kurulması üzerine olması gerektiğini söyledik. Hatta bu çerçevede Türkiye olarak garantörlük meselesini gündeme getirdik ve kontrüterör tartışması üzerinden değil, Filistin Devleti’nin gerekliliği üzerinden bütün tartışmaların yürütülmesi gerektiğini söyledik" dedi.
“OSLO, AMMAN, RIYAD’DA DA İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMLE İLGİLİ TOPLANTILAR YAPILACAK”
Toplantının Türkiye’nin bir yıl önce başlattığı çabaların bir sonucu olduğunu ifade eden Yılmaz, "Buradaki bütün devletler bir araya gelerek aslında şunu tartıştılar; iki devletli çözümün önündeki engeller nasıl kaldırılabilir? Şu ana kadar hep başka konular konuşuluyordu. Bu toplantıda artık İsrail’in onayı beklenmeden veya başka uluslararası kuruluşlardan, başka ülkelerden onay beklemeden nasıl iki devletli çözümün önündeki engeller kaldırılabilir, bunlar nasıl uygulanabilir konuları konuşuldu. Öncelikle yerleşimciliğin sona ermesi, ateşkesin sağlanması, insani yardımların önünün açılması, Filistin’in tam anlamıyla bir devlet haline gelmesi için Batı Şeria, Gazze ve Doğu Kudüs’ün birleşmesi, bunun uluslararası platformlarda gündeme gelmesi meseleleri, bunların hepsi konusunda pratik adımların atılması için bu ülkeler bir araya geldiler. 60 civarında bakanın katılması da aslında bu toplantının ne kadar önemli olduğunu gösteren bir işaret. Toplantı sadece burada kalmayacak. Bu toplantı devam edecek. Başta Türkiye olmak üzere, Ankara olmak üzere, Oslo, Amman, Riyad’da da başka toplantılar yapılacak ve bu toplantılarda üst düzey devlet görevlileri, diplomatlar bir araya gelerek yol haritası üzerinde çalışacaklar ve iki devletli çözüm için daha doğrusu Filistin devletinin kurulmasının önündeki engellerin nasıl kaldırılacağı konusunda somut tedbirleri konuşacaklar. Bu çerçevede finanstan sınır güvenliğine, yerleşimcilerden barışın sağlanmasına kadar her konu gündemde olacak. Yani şöyle diyebiliriz; Oslo’da 1993’te Filistin devleti için bir ufuk ortaya konulmuştu. Bu toplantı da aslında artık Filistin devletinin nasıl kurulacağı konusundaki somut adımların başladığı, başka şartlara bağlanmadan net bir şekilde ilerlediği bir sürecin başlangıcı olarak ele alınabilir" şeklinde konuştu.
Bakan Yardımcısı Yılmaz, bu seneki Birleşmiş Milletler’deki ana gündem maddesinin neredeyse tamamen Filistin olduğunu belirterek, "Onlarca toplantı yapılıyor şu anda Filistin’le ilgili. İslam Konferansı Teşkilatı’nın organize ettiği toplantılar var. Birleşmiş Milletler’in kendi organize ettiği toplantılar var. Başka ülkelerin organize ettiği toplantılar var. Şu ana kadar buna benzer onlarca toplantıya katıldık. Bu toplantılardan bazısı bu konuyu ilerletmek için Filistin devletine ulaşmak için ve işgali sona erdirmek için neler yapılabilir konusunda alternatif arayışları gündeme getiren toplantılardı. Yeni bir çözüm nasıl bulunabilir, bu çözüm nasıl sürdürülebilir konusunda ilgili bir başlıktı" dedi.
"UNRWA, FİLİSTİNLİLERİN AYAKTA KALMASINI SAĞLAYAN EN ÖNEMLİ KURUMSAL YAPILARDAN BİRİ"
Yılmaz, Filistinlilerin temel ihtiyaçlarının karşılanmasında hayati bir rol oynayan Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) durumuna da değindi. İsrail’in UNRWA’yı terör örgütü ilan etme girişimini hatırlatarak, bu örgütün hala milyonlarca Filistinli mültecinin temel ihtiyaçlarını karşıladığını ve Filistinlilerin varlığının güvencesi olduğunu vurgulayan Yılmaz, "UNRWA bildiğiniz gibi 1948’den sonra yurtlarından çıkarılan Filistinlilerin yurtlara nasıl gönderilebileceği ve halihazırda da nasıl hayatlarını sürdürebilecekleri konusunda çalışan bir Birleşmiş Milletler’in yan örgütü. Bu örgüt aslında 1948 mültecilerinin hala bir şekilde ihtiyaçlarını görüyor. Onlar için okullar yapıyor, eğitim sağlıyor. Sağlık hizmetleri sağlıyor. Ve kısaca Filistinlilerin aslında ayakta kalmasını sağlayan en önemli kurumsal yapılarından biri. Ve bu yapıya dönük bu UNRWA’yı İsrail terör örgütü ilan etmeye kalkmıştı. Ve şu ana kadar da UNRWA çalışanı 220 kişiyi öldürdü. Burada yapılan toplantılarda UNRWA’nın neden çok hayati bir mesele olduğu, Filistinlilerin varlığının neden güvencesi, teminatı olduğu, bazı Batılı ülkeler de UNRWA’ya yardımları kesmişlerdi. Bunlara rağmen UNRWA’ya dönük nasıl bağışlar yapılabileceği, UNRWA’nın bütçesini nasıl arttırabileceği, UNRWA’ya nasıl destek verilebileceği tartışıldı. UNRWA şu açıdan da önemli; 1948 Nakba’dan sonra yani Filistinlilerin yurtlarından edilmesinden yani büyük felaketten sonra hala bu aileleri tanımaya ve onlara yardım etmeye devam ediyor. Şu anda 2.7 milyon Filistinli mülteci UNRWA’dan hizmet alıyor. Bu da hala 1948’de yaşanan bu büyük felaketin mirasçılarının bu topraklar üzerindeki hakkının devamı anlamına geliyor. O yüzden de UNRWA’nın nasıl güçlendirileceği konusunda toplantılar yapıldı" ifadelerine yer verdi.
"BM’DE FİLİSTİN DEVLETİNE DÖNÜK 30 YILDIR İLK DEFA BU KADAR SOMUT ADIMLARIN ATILDIĞI BİR DÖNEM"
Yılmaz, geçici komitelerde Filistin devletine giden yolda kurumsallaşmanın nasıl güçlendirileceği gibi konuların detaylı bir şekilde tartışıldığını belirterek, "Başka toplantılarda şu anda yok edilen Filistin’in altyapısının nasıl inşa edileceği ve bunun için İsrail’in beklenmeyeceği ve bir an önce harekete geçirilerek iki devletli çözüm yolunda, Filistin devletinin kurulması yolunda altyapının nasıl oluşturulacağı konusunda tartışmalar yapıldı. Birçok alanı var, finanstan kurumsallaşmaya, barıştan güvenliğe kadar. Bu da aslında Birleşmiş Milletler’de gerçekten Filistin devletine dönük belki 30 yıldır ilk defa bu kadar somut adımların atıldığı bir dönem olması açısından son derece önemli" dedi.