(ANKARA) - DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Evrim Rızvanoğlu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 2024 raporunda yer alan verilere dikkati çekerek, Türkiye’deki projelerin büyük çoğunluğunun bilimsel inceleme yapılmadan onaylandığını ve çevreye büyük zarar verdiğini vurguladı. Madencilik projelerinin de ‘ÇED gerekli değildir’ kararıyla denetimden kaçtığını belirten Rızvanoğlu, "Bakanlığın 2024 raporuna göre 4 bin 76 projeye ÇED kararı verilmiş. Projelerin büyük çoğunluğu bilimsel inceleme yapılmadan doğrudan dosya üzerinden onaylanmış" dedi.

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Evrim Rızvanoğlu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 2024 yılı Faaliyet Raporu’nda yer alan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) verilerini açıkladı. Yaptığı açıklamada projelerin çoğunun bilimsel inceleme yapılmadan onaylandığını ifade eden Rızvanoğlu, "Bakanlığın 2024 raporuna göre: 4 bin 76 projeye ÇED kararı verilmiş. 641’i ‘ÇED Olumlu’ almış. 376’sına ‘ÇED Olumsuz’ denilmiş. 3 bin 436 projeye ise ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı çıkmış. Özellikle madencilik projelerinde durum daha da vahim: 2024’te 1368 madencilik projesi için başvuru yapılmış. 1153 proje ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı ile sürecin tamamen dışında bırakılmış"  dedi.

"Bu zarar soluduğumuz havaya kadar her şeyi etkiliyor"

ÇED gerekli değildir kararlarının etkisine ve ÇED devre dışı bırakıldığında olanlara değinen Rızvanoğlu, "Yeraltı suları kirleniyor ve bu sular evlerimize, tarlalarımıza, hatta sofralarımıza kadar ulaşıyor. Tarım alanları yok oluyor, çiftçiler geçimlerini kaybediyor ve gıda güvenliğimiz tehlikeye giriyor. Ormanlar kesiliyor, doğanın dengesi bozuluyor, iklim krizi hızlanıyor. Maden projeleri kontrolsüzce ilerlediğinde, toprak metallerle kirleniyor ve bu zehirli atıklar besin zincirimize giriyor. Hava kirliliği artıyor ve astım, kanser gibi hastalıklar daha yaygın hale geliyor. Kısacası, ÇED devre dışı bırakıldığında sadece doğa zarar görmüyor. Bu zarar çocuklarımızın sağlığına, çiftçimizin ekmeğine, içtiğimiz suya ve soluduğumuz havaya kadar her şeyi etkiliyor” dedi.

"2024’te bin 368 madencilik projesi için başvuru yapılmış"

ÇED onay süreçlerine ilişkin rakamları paylaşan Rızvanoğlu şunları söyledi:

"Ne yazık ki Türkiye’de projelerin yüzde 84’ü ÇED sürecine bile tabi tutulmadan onaylanıyor! Düşünebiliyor musunuz? Yani Türkiye'de bir bakanlığın işini yapmaması, yönetmeliklerin arkasından dolanılmasına izin vermesi nedeniyle ağır ağır zehirleniyoruz. Kural ve kanunları umursamayan aç gözlü şirketler kazansın diye biz sağlığımızdan oluyoruz! Bakanlığın 2024 raporuna göre; 4 bin 76 projeye ÇED kararı verilmiş. 641’i ‘ÇED olumlu’ almış. 376’sına ‘ÇED Olumsuz’ denilmiş. 3 bin 436 projeye ise ‘ÇED gerekli değildir’ kararı çıkmış! Yani, projelerin büyük çoğunluğu bilimsel inceleme yapılmadan doğrudan dosya üzerinden onaylanmış."

Özellikle madencilik projelerinde durum daha da vahim: 2024’te bin 368 madencilik projesi için başvuru yapılmış. Bin 153 proje ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı ile sürecin tamamen dışında bırakılmış! Bu ne anlama geliyor; yeraltı suları kirleniyor mu, tarım alanları yok oluyor mu, ormanlar ve meralar zarar görüyor mu? Bu soruların hiçbiri bilimsel olarak incelenmiyor! Sayıştay aslında bu duruma 2019 yılında dikkat çekmiş ve Bakanlığı açıkça uyarmıştı. Raporlarında, şirketlerin projelerini bilinçli olarak bölerek ÇED sürecinden kaçtığını belirtmişlerdi. Ancak Bakanlık, bu hakkın kötüye kullanılmasına göz yummaya devam ediyor. Biz madenciliğe karşı değiliz. Türkiye’nin madenlerini çıkarması ve sanayisini güçlendirmesi önemli. Ancak bu süreç, bilimsel verilere dayanarak ve çevreyi koruyarak yürütülmeli. Şu anda uygulanan sistem ise denetimsizliği teşvik ediyor."

"ÇED süreci göstermelik olmamalı, gerçekten işletilmeli"

Rızvanoğlu açıklamasını çözüm önerileriyle sonlandırarak, "ÇED süreci göstermelik olmamalı, gerçekten işletilmeli. ‘ÇED gerekli değildir’ kararlarıyla projelerin sürecin arkasından dolanmasına izin verilmemeli. Sayıştayın uyarıları dikkate alınmalı ve hakkın kötüye kullanımı son bulmalı. Halkın katılımı sağlanmalı, projelerin zararları bilimsel verilerle incelenmeli. Doğamızı, suyumuzu, toprağımızı ve çocuklarımızın geleceğini denetimsiz projelere feda etmeyeceğiz" ifadelerine yer verdi.

Kaynak: ANKA