Muhabir: Halil YATAR - Esra Nur PERVAN / Kameraman: Gurbettelli YALÇIN
(TRABZON) - İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “İstanbul'da bir deprem oldu, Sayın Cumhurbaşkanı hemen İstanbul'a gittiler bir deprem toplantısı yaptılar ama İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bu konudaki uzman kadrolarını oraya davet bile etmediler. Hem kendisi hem bakanları depremden çıkarılacak dersleri anlattılar. 24 yıldır neredeyse iktidar olan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemini de şayet hatırlarsanız ve 99'u baz alırsanız 30 yılı aşkın bir süreden beri iktidarda bulunan bu zihniyet, depremi artık önemsememiz gerektiğini söyledi. Günaydın demekten başka söyleyecek lafım yok. Türkiye bir deprem ülkesidir ve bu sorunun çözülmesi ve göğüslenmesi için yapılması icap eden işlerin, atılması icap eden adımların da hiç zaman kaybetmeden gerçekleştirilmesi lazımdır” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Trabzon’da bir otelde düzenlenen partisinin Genişletişmiş İl Divan Toplantısı'nda gündemle ilgili açıklamalarda bulundu.
“Türkiye zor günler geçiriyor” diyen Dervişoğlu, şunları söyledi:
“Bir deprem yaşadık iki gün önce, ziyadesiyle korkutucuydu. 1999 depreminden herhangi bir ders alınmayınca, geride bıraktığımız yıllar içerisinde biliyorsunuz bir de 6 Şubat depremini yaşadık. Ondan da ders aldığımızı söyleyemeyiz. İstanbul'da bir deprem oldu, Sayın Cumhurbaşkanı hemen İstanbul'a gittiler bir deprem toplantısı yaptılar ama İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bu konudaki uzman kadrolarını oraya davet bile etmediler. Hem kendisi hem bakanları depremden çıkarılacak dersleri anlattılar. 24 yıldır neredeyse iktidar olan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemini de şayet hatırlarsanız ve 1999'u baz alırsanız 30 yılı aşkın bir süreden beri iktidarda bulunan bu zihniyet, depremi artık önemsememiz gerektiğini söyledi. Günaydın demekten başka söyleyecek lafım yok. Türkiye bir deprem ülkesidir ve bu sorunun çözülmesi ve göğüslenmesi için yapılması icap eden işlerin, atılması icap eden adımların da hiç zaman kaybetmeden gerçekleştirilmesi lazımdır. Türkiye felaketin eşiğine doğru sürüklenmektedir ve bu ülkeyi yönetenleri buradan Trabzon'dan uyarıyorum; Türkiye imkanları ve potansiyeli yönüyle bütün bu sıkıntıları aşabilecek kudrettedir ama ancak bilgisizlik, yetersizlik, akıldan ve izandan mahrumiyet bugün yaşadığımız sorunların özü. O sebeple özellikle ülkeyi yönetenlere bu meseleyi ciddi bir biçimde ele almaları hususundaki uyarılarımızı tekrarlıyorum.”
"Siyasi partilerin Türkleri soykırım yapmış gibi göstermelerinin bir tek ifadesi olabilir o da ihanet"
DEM Parti ve TİP’in 1915 yılında yaşanan olaylara ilişkin açıklamalarına sert tepki gösteren Dervişoğlu şöyle konuştu:
"Dış politika alanında önemli sorunlar yaşıyor, Türkiye biliyorsunuz. 24 Nisan'da bir savaş döneminde yaşanmış olaylar Türk milletinin sanki soykırımın faili imiş gibi sunulmasına gerekçe teşkil ediyor. Bütün bunların arkasında Batı emperyalizmi var. Onlar bu olayları yani 1915'te yaşanan olayları zaman zaman 'büyük felaket' zaman zaman 'soykırım' olarak tanımlayabiliyorlar. Onlar tanımlıyorlar, Türk milleti de onlara karşı tezlerini ortaya koyuyor. Ama bu sene başka bir şey oldu ve onların iddialarını tahkim edecek ifadeler bazı siyasi partilerden geldi. Amerikalıyı anlıyorum, Fransız'ı anlıyorum, Ermenistan'ı anlıyorum ama Türkiye'de DEM gibi, Türkiye İşçi Partisi gibi siyasi partilerin Türkleri soykırım yapmış gibi göstermelerinin bir tek ifadesi olabilir, o da ‘ihanet’ diye tarif edilir. Türk milletinin milli tezlerini ayaklar altına almaya çalışan hangi sıfatla bunu yapıyorsa yapsın bu millete ihanet ediyordur. İhanetin karşılığı da Türk milleti tarafından verilecektir.”"Bu cüretkar ihanete karşı çıkabilecek yığınla, Akasya yığınla sakallı var"
Türk Devletleri Teşkilatı’nın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde toplanacak olmasının yaşanan olayları unutturmayacağını söyleyen Dervişoğlu, şöyle devam etti:
“Kıbrıs'ta da birtakım olaylar oluyor. Biliyorsunuz Türk Devletleri Teşkilatını oluşturan soydaşlarımızın ülkelerinden bazıları Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin olduğu bölgede büyükelçilikler açtılar. Hükümetten buna karşı herhangi bir ses çıkmadı, yine çıkarılması icap eden sesi bizler çıkardık. Şimdi de yine yaptıkları her olumsuz icraatın arkasında onun üstünü örtmek adına gerçekleştirdikleri planın bir parçası olarak Türk Devletleri Teşkilatını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde toplayacaklarmış. Türk Devletleri Teşkilatı'nın toplantısını Kuzey Kıbrıs'ta yapmak bu ayıbı ortadan kaldırmaz, Sayın Recep Tayyip Erdoğan. O Türk Devletleri Teşkilatı'na aksaçlılar Ak Sakallılar heyeti diyorlar, aksaçlılar heyetinin başında da Türkiye'nin eski Başbakanı Binali Yıldırım var. Ak saçlı ve Ak Sakallılar yerine getiremiyorsa işte Trabzon'da bu salonda bu cüretkar ihanete karşı çıkabilecek yığınla sakallı var.”
"Bu ülkede soruşturulan kim varsa muhalefet içinden seçiliyor"
Tutuklanan, gözaltına alınanların suçlulardan ziyade iktidara muhalif olanlardan seçildiğini söyleyen Dervişoğlu, şunları kaydetti:
“Sayın Recep Tayyip Erdoğan pervasızca siyasi rakiplerini tasfiye etme girişimlerinde bulunuyor. O sebeple siyasi parti genel başkanları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı hemşehriniz Sayın Ekrem İmamoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ Silivri zindanlarında tutuluyorlar. Bunların yanında gazeteciler, aydınlar da var. Adaletsizliğin, haksızlığın, hukuksuzluğun olduğu her yerde de bu haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı isyan edebilmek için Müsavat Dervişoğlu ve İYİ Parti kadroları var. Rüşvet alan Cumhurbaşkanı yardımcılarından bahsediliyor, 50 milyon dolar almış, iddiadır ama araştırılmaya muhtaçtır. Bakanlardan bahsediliyor, 10 milyon, 20 milyon, 30 milyon dolar rüşvet almış iddiadır ama araştırılmaya muhtaçtır. Bu alanda bu iddiaların takipçisi olacak herhangi bir soruşturma, kavuşturma ve yargılama yoktur. Kime karşı bir yargılama var ise kime karşı bir soruşturma ve kovuşturma varsa sizler de biliyorsunuz, bu hükümete muhalif olanlar içinden seçiliyor. Ben söylüyorum; ben dava arkadaşlarımla birlikte bu yola ‘Adalet peşindeyiz’ diyerek çıktım. Ben adalet savaşı istiyorum haksızlık hukuksuzluk adaletsizlik nerede yaşanıyorsa İYİ Parti olarak orada bulunacağımızın yer sözünü sizlerle paylaşıyorum.”
"Müsavat Dervişoğlu hesap vermez ama zamanı gelince hesap soracaktır"
23 Nisan resepsiyonunda DEM Partili Tuncer Bakırhan ile görüşerek Sırrı Süreyya Önder’e geçmiş olsun dileklerini iletmesi nedeniyle sosyal medya üzerinden tepki gösterilmesine ilişkin Dervişoğlu, şöyle konuştu:
“Adaletsizlik deyince ve her adaletsizliğe karşı çıkan biziz diye ifade edince vicdanlara da seslenmek gibi bir mecburiyetle de karşı karşıya bulunduğumuz gerçeğini görüyoruz. 23 Nisan'da resepsiyon yaşandı. Ondan sonra da sosyal medyada birtakım paylaşımlar yapıldı. Ben trollere cevap verecek değilim. Ama ben adalet ararken, sizler için hak ve hukuk ararken şahsıma ve partime haksızlık yapılmasına müsaade etmem. Çünkü onlar o paylaşımları yapanlar siyaset arenasında kendi paylarını büyütmek için yapıyorlar. Birilerini karalayıp kendilerini temize çıkarmak için onu gerçekleştiriyorlar. Bunu AK Partililer yapınca, elbetteki biz onları eleştiriyoruz ama aynı seçmen tabanına hitap ediyoruz diye İYİ Parti'yi aşağılara çekmek için bu trol uygulamalarına taraf olanları da buradan kınıyorum. Onların kimler olduğunu biliyorum. Onlardan bir kişi Silivri zindanlarına götürülmek için önce karakola alındığında karakolda ben vardım, adliyede sabahlayan bendim. Neymiş orada DEM’lilere rastlamışım, onlara gülmüşüm. Güldüm, yine gülüyorum. Ben iki dönemdir milletvekiliyim, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı gün yapılan hiçbir resepsiyonda o dönemdeki HDP'lilerin bugünkü DEM’lilerin bulunduğuna şahit olmadım. Demek ki pazarlıkları boyuta gelmiş ki İmralı üzerinden yürütülen pazarlıklar; Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin manevi varlığını bile kabul etmeyen, Türkiye Cumhuriyeti'ni tanımayan, İstiklal Marşı'nı okumayanlar bile Atatürk'ün kurduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluş yıl dönümünde resepsiyona gelmişler. Elbetteki güleceğim. Buna gülmeyeceğim de neye güleceğim. Şimdi bunlar zannediyor ki ben siyasi strateji yaparım, yutkunurum. Bir de bana milliyetçilik dersi veriyorlar. Ben sorgularda eğilmemişim, mahkemelerde eğilmemişim, zindanlarda eğilmemişim. Bu dava arkadaşlarımın hepsi bunun şahididir. Lütfen bana hiç kimse milliyetçilik dersi vermeye kalkmasın. Sen kime milliyetçilik öğretiyorsun? Öcalan canisi Meclis'e gelsin konuşsun diyen ben miyim? Öcalan canisine İmralı'da ev tahsis etmeye çalışan ben miyim? Teröristin başından barış güvercini icat etmeye kalkışan ben miyim? Ama Abdullah Öcalan Meclis'e gelsin dediklerinde 'Cesetlerimizi çiğnemeden bu Meclis'ten içeri giremezsin' diyenim ben. Şehidi biz veriyoruz, kararı siz mi vereceğinizi zannediyorsunuz. Sonuna kadar direneceğiz. Üzerimize düşen tarihi sorumluluğun icabı neyse yerine getireceğiz. Trollerini harekete geçirmek üzere düğmeye basanlara buradan sesleniyorum: Müsavat Dervişoğlu hesap vermez ama zamanı gelince hesap soracaktır."