Selçuk Efes Kent Belleği’nde düzenlenen Ayasuluk Söyleşileri’nin ikinci gününe "Selçuk Efes ve Çevresinin Deprem Tehlikesi ve Alınması Gereken Önlemler" başlıklı söyleşisiyle Prof. Dr. Hasan Sözbilir konuk oldu.
Selçuk Efes Kent Belleği’nde "Selçuk Efes ve Çevresinin Deprem Tehlikesi ve Alınması Gereken Önlemler" başlıklı bir söyleşi düzenlendi. Söyleşide, Prof. Dr. Hasan Sözbilir; Türkiye’nin deprem tehlike kaynakları, deprem zararlarının ana nedenleri ve alınması gereken tedbirler, Efes Selçuk ve çevresinde deprem tehlikesini oluşturan kaynaklar ve bu kaynakların gelecekteki deprem potansiyeli ile Efes Antik Kenti’nde bulunan deprem izleri üzerine yapılan araştırmalar ve İzmir İl Afet Risk Azaltma Planı hakkında bilgi verdi.
"BAZI DERSLER ÇIKARIYORUZ"
6 Şubat depremlerinden sonra deprem gerçeğini anlamaya ve önlem almaya yönelik çalışmaların arttığına değinen Prof. Dr. Hasan Sözbilir, şunları söyledi: "Özellikle 6 Şubat depreminden sonra Türkiye ölçeğindeki depremlerle ilgili durumlar daha ön plana çıktı. Depremi anlamaya ve önlem almaya yönelik çok fazla çalışma başlatıldı. Bu çalışmalar kapsamında Efes Selçuk özelinde ve İzmir özelinde hangi noktada olduğumuz ve nasıl bir deprem riskine sahip olduğumuz, bundan sonra neler yapmalıyız konularında çalışmalarımızı daha da artırdık. Biz her depremden sonra bazı dersler çıkarıyoruz. ‘Neden bu kadar zarar gördük, neden bu kadar insan can verdi’ araştırmaları yaptıkça, geldiğimiz noktada şu anki teknolojiyle deprem olmadan önce yerin nasıl sarsılacağını ölçebiliyoruz. Ölçtüğümüz veriye göre statik projeyi çizip bina yaparsak deprem kaynaklı can kaybı yaşanmıyor. Bu elbette ki inşaatlar yapılırken kusursuz bir bina ve işçilikle, kullanılan malzemeler ile de mümkün. Aynı zamanda yangın ile ilgili günümüzde erken uyarı sistemleri geliştirildi. Binalarımızda bu sistem varsa deprem olduğunda sensör binadaki elektriği kestiği için deprem sonrasında yangın çıkmasını engelliyor. Bu da bize depremden sonra gelişen diğer felaketlerle ilgili önlem alma şansı tanıyor. 6 Şubat depremi günümüze kadar olan en büyük kara depremi olarak değerlendiriliyor. Dünyada çok ender görülecek şekilde 9 saat arayla iki şiddetli deprem oldu. Çok fazla fayın birleşip kırılmasıyla oluşan bir depremin ardından 9 saat sonra fayların tekrar enerji üreterek şiddetli bir depremin daha olmasına sebep oluyor. Deprem mekanizması anlamında ender gözlenebilir bir durum ve bu Türkiye’de gerçekleşmiş oldu."
"HARİTA TEKRAR GÜNCELLENDİ"
Türkiye Deprem Haritası ve Efes Selçuk’ta geçmişte olan depremleri inceleyerek çıkarımlar yapan Prof. Dr. Hasan Sözbilir, şöyle devam etti: "Türkiye Deprem Tehlike Haritasına bakarsak Efes Selçuk Bölgesi deprem tehlikesi yüksek olan bir bölge. 6 Şubat depreminden sonra bu harita tekrar güncellendi. Efes Selçuk bölgesi ve İzmir bölgesi kapsamında baktığımızda her tarafımızda denizler var. Denizlerimiz de de yüksek ölçekli fay hatları var. Jeoloji biliminde ‘Gelecekte yıkıcı bir deprem olacak mı’ sorusuna cevap vermek için geçmişte olan depremlere bakarız. Geçmişte yıkıcı bir deprem olduysa gelecekte de olacaktır. Selçuk Efes Fayı ilgili de çalışmalarımız oldu bazı sonuçların gelmesini bekliyoruz. ‘Son depremi ne zaman yapmış, fay kaç yılda bir kırılmış’ gibi bilgileri yakın bir zamanlar sizlerle de paylaşacağız."