Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen COP29 İklim Zirvesi, gelişmekte olan ve yoksul ülkelere yönelik yıllık 300 milyar dolarlık yardım anlaşmasıyla sona erdi. Ancak bu miktarın, söz konusu ülkelerin talep ettiği 1,3 trilyon doların oldukça altında kalması tepkilere yol açtı. Birçok katılımcı, yardım miktarını yetersiz bulurken, anlaşmanın küresel ısınmayla mücadele için gerekli adımları karşılamadığı eleştirisini dile getirdi.
ELEŞTİRİLER VE TEPKİLER
Afrikalı Müzakereciler Grubu Başkanı Ali Mohamed, kabul edilen yardım miktarını “çok az, çok geç” olarak tanımladı ve Afrika'nın iklim finansmanında ilerleme kaydedilememesi nedeniyle hayal kırıklığına uğradığını belirtti. “Afrika, yetersiz finansman konusunda alarm vermeye devam edecek” diyen Mohamed, durumun ciddiyetine dikkat çekti.
Küçük Ada Devletleri İttifakı Başkanı Cedric Schuster, “Adalarımız batıyor derken abartmıyorum” sözleriyle endişelerini dile getirirken, Nijerya temsilcisi Nkiruka Maduekwe, anlaşmayı “hakaret” olarak nitelendirdi. Hindistan temsilcisi ise ayrılan bütçeyi “önemsiz bir meblağ” olarak değerlendirdi.
GELİŞMİŞ ÜLKELERİN PERSPEKTİFİ
Öte yandan gelişmiş ülkeler, varılan anlaşmayı önemli bir adım olarak nitelendirdi. Görevi yakında sona erecek olan ABD Başkanı Joe Biden, “Bugünkü sonuç bizi iklim hedeflerimize daha da yaklaştırıyor” diyerek anlaşmayı olumlu değerlendirdi. Eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore ise anlaşmayı “ani bir başarısızlığı önlemekle birlikte, başarıdan uzak” olarak tanımladı ve daha fazla çaba gerektiğini vurguladı.
AB İklim Komiseri Wopke Hoekstra, COP29'un “iklim finansmanı konusunda yeni bir dönemin başlangıcı” olduğunu savundu. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ise, daha iddialı bir sonuç beklediğini belirterek “Anlaşma, daha ileri adımlar için bir temel oluşturuyor” dedi.
YENİ DÖNEMİN BAŞLANGICI MI, YETERSİZ BİR ADIM MI?
Anlaşma, 2035 yılına kadar yılda 300 milyar doların, hükümetler, özel sektör ve bankalardan sağlanarak gelişmekte olan ülkelerin yenilenebilir enerjiye geçişini desteklemesini öngörüyor. Ancak bu hedef, iklim krizinin etkilerine karşı savunmasız olan ülkeler için hâlâ yeterli görülmüyor.
COP29 Zirvesi’nde varılan sonuç, dünya genelinde iklim değişikliğiyle mücadelede farklı beklentiler ve önceliklerin ne kadar çetrefilli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Bakü'de kabul edilen anlaşmanın, daha büyük değişimlere kapı aralayıp aralamayacağı önümüzdeki süreçte netleşecek.