(ANKARA) - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, CHP'ye kayyum atanacağı iddialarına ilişkin, "Normal demokraside böyle bir şey olur mu? Bir ülkenin ana muhalefet partisine gece gündüz sürekli kayyum korkusu yaşatılır mı? Bu Türkiye'nin en büyük demokrasi ayıbıdır" dedi.
Ali Babacan, NOW TV'de katıldığı yayında, CHP'ye kayyum atanacağı iddialarına sert tepki gösterdi. Babacan, şu ifadeleri kullandı:
"Normal demokraside böyle bir şey olur mu? Bir ülkenin ana muhalefet partisine gece gündüz sürekli kayyum korkusu yaşatılır mı? Bu Türkiye'nin en büyük demokrasi ayıbıdır. Böyle bir şey kabul edilemez. Hele hele bir gece ansızın 'acaba kayyum mu oturacak ana muhalefet partisinin başına?' Böyle bir demokrasi olabilir mi? Demokrasiyi bu kadar kırılgan yaparsınız, tabii ki 'yaparlar mı yaparlar' diye bir ortam var. Bu ortamda tweet atıldığı için ekonomiyi bu kadar etkiliyor. Normalde sağlam bir demokraside bu tweete, 'Hadi canım sende' denmesi lazım. 'Olur mu böyle şey' denmesi lazım. Toplumsal zemini var, piyasa oyuncuları da buna hemen inanmaya hazır. Her an böyle bir şey olur korkusu var ki bir kişinin attığı tweet bu kadar etkiliyor. Yoksa bu kadar etkilemez. Mümkün değil. Sağlam bir demokraside mümkün mü? Kim inanır? Almanya'da durup dururken bir gece yarısı önemli muhalefet partisinin başına kayyum atanacak diye bir tweet atsa, Alman piyasası oynar mı yerinden? Euro kuru etkilenir mi? Sıfır yani."
"İmamoğlu olayı siyasi operasyondur"
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutukluluğuna ilşkin soru üzerine, Ali Babacan, şunları söyledi:
"Şu anda Sayın İmamoğlu'nun gözaltı süreci, tutukluluk süreci, hatta diplomadan başlayan süreç aslında ağırlıklı olarak bir siyasi operasyondur. Bunu yargı süreci olarak okumak doğru değildir. Çünkü bir birbirinden tamamen ayrı, dört ayrı konunun paketlenip de bir günde gündeme getirilmesi ve dört ayrı konunun tek bir günde eş zamanlı yargı sürecine sokulması, en azından zamanlama açısından baktığımızda bir siyasi operasyondur. İşin yargı tarafı, oradaki iddialar, şunlar bunlar yargının kendi süreçlerinde farklı işleyebilecek ve tutuksuz yargılamayla bakılabilecek konular... Biliyorsunuz Sayın Erdoğan da zamanında bir şiir okudu diye hapse atılmıştı. Fakat Sayın Erdoğan'ın yargı süreci boyunca görevinin başında olduğunu unutmamamız gerekiyor. Şöyle bandı bir başa saralım. Mahkeme karar veriyor, ceza veriyor hala görevine devam ediyor... Ne zamana kadar? Yargıtay bu cezayı onayana kadar... Ne zaman Yargıtay da onuyor, ceza kesinleşiyor, ki haksız bir ceza, dört satır şiir okuduğu için bir insan hapse atılmaz, olmaz böyle bir şey, kabul edilemez, ama sadece yargı usulü açısından ben bunu mukayese ediyorum. Yargıtay kararından sonra hapis cezası uygulanıyor. Kısa bir süre sonra da çıkıyor. Fakat burada siyasetin yargı üzerinde kurduğu tahakküm var ya Türkiye için o kadar kötü ki. Hukuk çalışmadıktan sonra bir ülkede insanlar ne mutlu olur ne de o ülkenin ekonomisi iyiye gider. Bu mümkün değil."