CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, “Pazar günü Nevruz kutlamalarına izin verildi, bu olması gereken bir durumdur. Ancak Nevruz’a izin veren valiliğin, cumartesi günü Haliç Kongre Merkezi’nde yapılacak toplantıya yasak getirdiğini belirtmek gerekiyor” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun dün sabah saatlerinde düzenlenen operasyon kapsamında gözaltına alınmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. CHP'nin ön seçim cumhurbaşkanı adayı olan ve Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanlığı görevini de yürüten İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından yaşanan gelişmelere dikkat çeken Günaydın, valiliğin aldığı yasak kararını eleştirdi.
"HER ŞEY DİPLOMANIN İPTALİYLE BAŞLADI."
Günaydın, şunları söyledi:
“Aslında her şey diplomanın iptaliyle başladı. Diplomanın iptalinden önce de her hafta bir soruşturma var, biliyorsunuz. Pazartesi soruşturma açılıyor, cuma günü ifade veriyordu. Sonra diplomadan da bir soruşturma ve ifade verme süreci oldu. Zaten savcının sorduğu sorular ve yaklaşımı üzerinden biz kendi hukuki alkımımıza göre olması gerektiği gibi gelişmeyeceğini öngörüyorduk. 18 Mart’ta diplomanın iptali gerçekleşti. Diplomanın iptali gerçekleşince bir sonraki güne buranın gündemini değiştirecek bir hamle yapacaklarını bekliyorduk. Çünkü tanıyoruz insanları. Nitekim bir sonraki gün bu operasyonu doğrudan Ekrem Başkan ve 100’den fazla kişinin üzerine yönelttiler. Bugün gerçekten kamuoyu diploma meselesini konuşmakta zorluk çekiyor.
Diploma bir açık hukuksuzluktu, izleyen gün yapılanlar ise bunun çok daha ötesine geçen hukuka ve demokrasiye bir darbe niteliğindedir. Bunu ifade edelim. ‘Bu söylenmemeli’ diyenlere yanıtım şu kadar basittir: Türkiye’de keşke bağımsız bir yargı, tarafsız bir adalet olsa ve kimse bu cümleleri kurmayı aklından bile geçiremese. Ama yargının nasıl araçsallaştırıldığını hep beraber biliyoruz. Dolayısıyla kimse bize, ‘Siyasetin yargıyla bir alakası yoktur’ nutukları atmasın. Siyasetin yargıyla alakasını bu memlekette çoluk çocuk biliyor ve adalete güven yüzde 17-18 civarında. AKP’ye, MHP‘ye oy verenler bile yargıya güven duymuyorlar. Bu bağlamda içi boş hamasetlerle kimse bir yere varamaz. Türkiye’nin başına gelenin cumhurbaşkanlığı süreciyle alakalı olduğunu biliyoruz. 23 Mart’ı gölgelemek ve baltalamak için yapılanların farkındayız. Kimse bu arabayı durduramıyor, durduramayacak. 23 Mart’ta seçimlerimizi Türkiye’nin dört bir yanında yapacağız. Ayrıca dün gece Saraçhane‘de ortaya konan millet iradesi ve Türkiye’nin dört bir tarafından halkın ‘Yeter artık’ diye bağırması aynı zamanda yükselen dalgayı, siyaseten ve hukuken bize gösteriyor.”