CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ile Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi Binici, parti genel merkezinde tüzük kurultayına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Böke, "Bu hafta gerçekleştirecek olduğumuz 4-9 Eylül tarihleri arasındaki kurultayımız ikinci yüzyıldaki iktidar iddiamızın ve o iktidar iddiası için yani Türkiye'yi değiştirme iddiamız için ihtiyaç duyulan kurumsal değişimlerin tartışıldığı, müzakere edildiği, istişare edildiği ve bir sonuca bağlandığı sürekli bir değişimin adımları olacaktır" dedi.

CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ile Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi Binici, tüzük değişikliği için toplanacak CHP 20. Olağanüstü Kurultayı'na ilişkin parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

DEĞİŞİM SÜREKLİDİR, DEĞİŞİM DİNAMİKTİR"

Selin Sayek Böke şöyle konuştu:

"Değişim denen şey sabit bir şey değildir. Statik hiç değildir. Değişim süreklidir. Değişim dinamiktir. Ve değişim dediğimiz şey bütünleşiktir. Değişim sadece kişilerin yönetim kadrolarının değişmesi değil. Değişim kurumsal yapının değişmesi, iktidarın değişmesi, iktidara hazırlık yolculuğudur. Dolayısıyla bizler 4-5 Kasım'da gerçekleştirdiğimiz olağan kurultayımızı takip eden süreç içerisinde ilk günden itibaren değişim dediğimiz olguyu gerçekleştirmek üzere adım attık. Hatırlarsınız 4-5 Kasım 2023 tarihinde 38. Olağan Kurultayımızı gerçekleştirmiştik. Ve bu kurultayda bir değişim iradesi oluşmuştu. Değişimin ilk adımı bir yönetim değişikliği oldu. Ama o bir ilk adımdı. O günden başlayarak 31 Mart 2024 yerel seçimlerine hazırlanmaya başladık. Biz seçimleri değişimin önünde ve partinin iktidar iddiasının önünde bir engel veyahut da sadece bir tarih olarak görmedik. Değişim için bir sorumluluk ve fırsat olarak değerlendirdik. Ve dolayısıyla değişime parti yönetimine geldiğimiz gün itibarıyla başladık. Seçim sürecinde başarıyı getirmiş olan Türkiye'de CHP'yi birinci parti yapmış olan ve daha çok halka hizmet etme imkanını bize ve sorumluluğunu vermiş olan sonuçları neye dayandığını bugün en ince detayına kadar paylaşmayacağım. Onu konuşacağımız çok fırsat olacak. Ama şunu söyleme ihtiyacı duyuyorum; hakikatten korkmayan kendisini de yenileme cesareti ve dinamizmine sahip olan ve hayatın gerçekliğini kendisinde temel alan bir yeni siyaset anlayışı, bu değişimi ve değişimle birlikte sonucu ortaya çıkardı.

"HAKİKATTEN KORKMUYORUZ"

İzin verirseniz bu detaylandırmayı sonra yapacağımız dediğim bazı unsurları kısaca paylaşayım. Zaten hepsini biliyorsunuz ama bunları bütün olarak ortaya koymak Türkiye iktidar iddiamız için koyulduğumuz yolu nasıl inşa ettiğimizi de çok somut ortaya çıkartıyor. Biraz önce dedim ya 'hakikatten korkmuyoruz.' Hakikatten korkmayanlar ölçerler, değerlendirirler, tartışırlar, veriye dayalı iş yaparlar. Nitekim biz de değişim dediğimiz sürecin başlangıcından itibaren ölçme değerlendirmeye dayalı kurumsal bir sistem kurduk. Ve ölçme değerlendirmenin temelini oluşturan veriyi her şeyden önce örgütümüzden aldık. Katılımcı süreçlerle parti içi demokrasiyle örgütümüze aday süreçlerine dair görüşlerini sorduğumuz ve onların bize önerileri ışığında hareket ettiğimiz veriyi onlardan derlediğimiz bir süreçle yola koyulduk. Biz örgütünden güç alan ve bu gücü teknolojiyle pekiştiren bir sistem kurduk. Veriyi derleyen, toplayan, analiz eden burada kendi analiz kapasitesini kullanan ama teknolojinin imkan verdiği yapay zekadan da güç alan bir büyük sistemli ölçme değerlendirme kurumsal yapısını oluşturduk. Ölçme değerlendirme dediğimiz şey nedir? Mesela aday belirleme süreçlerinde hangi seçim çevresinde, kim adaylaştırılırsa hangi siyasi profil ve ilkeler öne çıkarsa orada hizmet daha etkin sunulur sorusuna yanıt verecek olan şey veridir. Ve bir verinin ne olması gerektiğine dair karar da siyasi bir karardır esasında. Hangi veriye ihtiyaç duyulduğunu belirleyecek olanlar siyasi kararın sorumluluğunu ve temsil yetkisini üstlenmiş olan seçilmişlerdir, siyasetçilerdir. Öyle bir sistem kurduk ki siyasilerin stratejiye karar verdiği seçilmişlerin stratejiyi belirlediği, uzmanlardan bu strateji ışığında bilgiyi derlediği bir sistem kurduk. Yani bugünkü tek adam rejiminin aksine atanmışların değil seçilmişlerin yetki kullandığı, seçilmişlerin uzmanlardan bilgiyi derleyecek bir sisteme güvendiği bir kurumsallığı oluşturduk. Genel sekreterliğimiz bünyesinde oluşturduğumuz bu sistem sayesinde adayların çok daha sağlıklı belirlenmesi, adayların ve örgütün saha çalışmalarının çok daha etkin işlemesi ve bu sayede de başarının gelmesi yönünde büyük bir adım attık.

"DEĞİŞİM BİR SİYASİ İRADEDİR""

İkincisi değişim bir siyasi iradedir. Bu siyasi irade bu hafta değiştireceğimiz tüzüğe dahi dayanarak daha çok kadının daha çok gencin sadece seçime girdiği değil, seçildiği bir tabloyu ortaya çıkardı. Üzerine dayandığı ilkelerine çalışması üzerine inşa ettiği iç tüzüğüne ve inandığı Türkiye iddiasının beklemeksizin yapmaktır değişim. Biz tüzüğü değiştirmeyi beklemedik. Daha çok kadının daha çok gencin siyasete temsil yetkisini ve sorumluluğu üstlenmesi gerektiğine dair kararlılığımızı sadece adaylaştırarak değil, seçilecekleri yerden adaylaşmalarını da güvence altına alarak gerçekleştirmiş olduk. Üçüncüsü partimizin bir bütün olarak bütünleşik olarak, bir toplam ekip olarak birbirinden güç alan bir birliktelikle siyaset yapacağı eş güdümü her şeyin merkezine koyduk. Genel merkez, örgüt ve yerel yönetimler arasında kimsenin ezilmediği, herkesin birlikte siyaset yaptığı, birbirinden güç aldığı ve birbirini çoğalttığı bir sistem kurdu. Bu sistem yine genel sekreterliğimizin koordinasyonunda ölçme değerlendirmeyle yaptığımız çalışmalardan, hukuk seçim işlerinden, bilgi işlemden, örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcılığından gelen bütün verileri derleyip hangi mahallede hangi toplumsal sorun olduğunu veriyle ortaya koyan, o ihtiyacı karşılayacak politika metinlerini buradan üreten ve örgütüyle bunu paylaştığında Hatay'ı, Arsuz ilçesinin Uluçınar Mahallesi'nde şu toplum kesiminin bir sorunu var, buna dair politikamız net. Bunu paylaşırsanız hizmet etme alanımız genişleyecek diyen bir bütünleşik eş güdüm siyasetini burada kurduk.

"BU KURULTAY İKİNCİ YÜZYIL DEĞİŞİM KURULTAYI" 

Bu kurultayımız delegelerimizle ve onur kurulu üyelerimizle birlikte birbirimizle rahat konuşacağımız müzakere edeceğimiz, istişare edeceğimiz, katılımcı bir şekilde yarınları inşa etme kararları göstereceğimiz seyircisiz bir kurultay olacak. Biz bu kurultayın isminin her şeyi söylediğini biliyoruz. Bu kurultay ikinci yüzyıl değişim kurultayı. O değişim zaten başladı. Şimdi ikinci yüzyıldaki iktidar iddiamızın sağlam temellerini oluşturacağımız bir kurultay çalışmasının başlangıcındayız. Biz bu dinamik süreçte sadece partimizde bir kurumsal değişim için yola koyulmadık. Partimizdeki kurumsal değişimin Türkiye'yi değiştirme iddiamız olarak gördük. Biz Türkiye'nin birinci partisi olarak yaptığımız bütün çalışmalarda Türkiye iktidar iddiamızın altında dolduracak iktidarımızı hazırlayacak çalışmaları yürütüyoruz. Son yerel seçimlerde birinci parti olduk. Bunun sorumluluğunun bilincinde ve bu kararlılıkla da Türkiye iktidarında arkasındayız. Dolayısıyla bu hafta gerçekleştirecek olduğumuz 4-9 Eylül tarihleri arasındaki kurultayımız ikinci yüzyıldaki iktidar iddiamızın ve o iktidar iddiası için yani Türkiye'yi değiştirme iddiamız için ihtiyaç duyulan kurumsal değişimlerin tartışıldığı, müzakere edildiği, istişare edildiği ve bir sonuca bağlandığı sürekli bir değişimin adımları olacaktır.

"SİVAS RASTGELE TOPLANTI YAPTIĞI BİR İLİMİZ DEĞİL" 

Kurultayımızı 4 Eylül'de ilk kurultayımızı gerçekleştirdiğimiz Sivas'ta Genel Başkanımız ve önceki dönem genel başkanlarımızın katılımıyla gerçekleştireceğiz. Sivas rastgele toplantı yaptığı bir ilimiz değil. Sivas tarihi gücümüzü aldığımız altı okumuzun, ilkelerimizin ve bir asrı aşan dediğim gibi mirasımızın ilk adımlarının atıldığı yer olduğu için çok önemsiyoruz. 5 Eylül'de ayrı ayrı hem tüzük hem de program hazırlık komisyonlarımız toplanacak. Tüzük hazırlık komisyonumuz nisandan beri sürdüregeldiği katılımcı süreci sonlandırmak için çalışıyor olacak, program hazırlık komisyonumuz ise önümüzdeki bir yıl devam edecek olan katılımcı program hazırlık süreçlerinin ilk adımını atıyor olacak. 6,7 ve 8 Eylül tarihlerinde ise kurumsal olarak yaptığımız bu reformları birbirimizle tekrar konuştuğumuz, tüzük çalışmalarımızı, oylayarak nihayete erdirdiğimiz ve önümüzdeki bir sene devam edeceğimiz program çalışmalarımızla da en geniş katılımla başlattığımız üç günlük bir çalışma programı olacak. Bu kurultay bizim kendi içimizde hummalı bir çalışma, çalıştay ve bu çalışmaları birlikte gerçekleştirdiğimiz üç gün olacak. 

"ALTI OK VE İLKELERİMİZ DEĞİŞMEZ"

Bu kurultay program kurultayımızın hazırlıklarını başlattığımız bir süreç olacak. Yani önümüzdeki bir yıl içerisinde partimiz, programını güncelliyor, yeniliyor olacak. Ve bunu da en geniş katılımla kendi içinde konuşarak başlatacak, sonra tüm  Türkiye'yle konuşarak programın güncellenmesini sağlayacağız. Öyle ki, biz bu üç gün içerisinde yapacağımız çalışmaları tüm delegelerimizin değerli fikir ve görüşlerini dile getirecekleri bir katılımcılıkla, herkesin fikrinin birbiri tarafından duyulacağına imkan verecek bir kapsayıcılıkla ve en önemlisi söylenecek hiçbir cümlenin kaybolmasına izin vermeyecek bir yenilikçilikle yapıyoruz. Programı neden güncelliyoruz? Neyini güncelliyoruz sorusunun yanıtı açık. Altı okumuz, en büyük gücümüz. İlkelerimiz, bizim mirasımız, vazgeçilmezimiz. Her şey değişir. Altı ok ve ilkelerimiz değişmez. Üç farklı bölümde yuvarlak masalarda ve tüm delegelerimiz, genel başkanımız da dahil olmak üzere bu çalışmalara katılıyor olacaklar. İlk bölümde önümüzdeki bir sene içerisinde yürüteceğimiz program çalışmalarının usulüne ve yöntemine birlikte karar vereceğiz. Çünkü biz birlikte çalışacağız zaten önümüzdeki bir yıl. Ve birinci bölümde usule karar verdikten sonra ikinci bölümde çalışma masalarında yurttaşlarımızın yaşıyor olduğu temel sorunlara, hayat pahalılığı geçim sıkıntısı işsizlik, gelecek kaygısı, eğitime dair yaşadığı endişeler, tüm bunlara çare üretecek olan ikinci yüzyıl kavramlarını yani Türkiye vizyonumuzu hep birlikte konuşuyor olacağız. Ve sınır koymaksızın, saat sınırı olmaksızın konuşacağız. Tam da bu nedenle programımız saatli değil sadece bir akışla sizlerle paylaşıyor olacağız.

"YUVARLAK MASA ÇALIŞMASINI DEVAM ETTİRİYOR OLACAĞIZ" 

Ve üçüncü bölümde de küresel ve bölgesel gelişmelerin Türkiye'deki siyasi ekonomik ve toplumsal yansımalarını değerlendiren bununla ilgili görüş alışverişi ve tartışmalar yürüteceğimiz bir yuvarlak masa çalışmasını devam ettiriyor olacağız. En önemlisi bu tartışmalardan sadece Türkiye'nin yarınları için önemli konuları konuşup buna liderlik yapmayacağız. Dünyadaki sosyal demokrat siyasete de tam da bu masalardan CHP liderlik yapıyor olacak. Nasıl derseniz, Sosyalist Enternasyonal’in bu konuları çalışan komitesi davetimiz ışığında toplantısını kurultayımızın kapsamında gerçekleştiriyor olacak. Birleşmiş Milletler'in eylül sonunda gerçekleştireceği yüksek seviyeli siyasi toplantısında gerçekleşecek olan Sosyalist Enternasyonal Başkanlık Divanı toplantısının çalışmaları kurultayımız kapsamında bu komisyon çalışmalarıyla gerçekleşecek. Sayın Genel Başkanımızın başkanlık yapacak olduğu Sosyalist Enternasyonal komisyon toplantısı bu sorunları sosyal demokrat liderler düzeyinde tartışacak ve en nihayetinde Birleşmiş Milletler'e sunacağı Ankara deklarasyonunu yazıyor olacak."

BİNİCİ: 20 BİN CİVARINDA ÖNERİ TOPLADIK 

Gül Çiftçi Binici ise şunları söyledi:

"27 Kasım 2023 tarihli Parti Meclisi toplantımızdan sonra tüzük iş takvimimizi çıkardık, iş planımızı gerçekleştirecek. Takvimimiz kapsamında çalışmalarımızı 1 Nisan'da başlattık. Önceliğimiz elbette 31 Mart'a giden süreçte seçim güvenliğiydi. Seçim güvenliğini öncelediğimizden iş takvimimiz 1 Nisan itibarıyla başladı. Bu kapsamda il ve ilçe örgütlerimize bir genelge göndererek çalışmalarını tarif eden hangi yöntemlerle hangi katılımcılarla bu toplantıları gerçekleştireceklerini anlattık. Ve muhtarlık bölgesinden başlamak üzere üyelerimizden katkı sunmak isteyen yurttaşlarımızdan görüşlerini alacakları bir dizi program hazırladık. Muhtarlık bölgelerinden başlayan çalışmalarımız, ilçe başkanlıklarımızla raporlandı. Çeşitli süzgeçlerden, toplantılardan geçerek, il başkanlıklarımıza rapor halinde iletildi. İl başkanımızın aynı kapsamda ilçelerinden gelen bu raporları ilin önde gelen demokratik sivil toplum örgütleri ve meslek odalarını da sürecin içerisine katarak genel merkezimize gönderilmek üzere rapor haline getirdi. 81 ilden öncelikli olarak tüzük raporlarımızı bu şekilde toplamış bulunduk. Biz bu esnada ne yaptık? Chp.org.tr adresi üzerinden gerek yurttaşlarımızdan gerekse üyelerimizden 20 bin civarında öneri topladık. Genel başkanımızın 4-5 Kasım kurultayından bu tarafa, o kurultay dahil olmak üzere tüzüğe ilişkin bütün söylemlerini çıkarttık. Ve onları ayrı bir başlık altında topladık. Daha önce partimizde görev yapmış milletvekillerimiz ve parti meclis üyelerimize birer mektup yazdık. Ve yazılı olarak görüşlerinizi istedik. Benden önce seçim hukuk işlerinden sorumlu genel başkan yardımcılığı ve örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcılığı yapmış bütün parti büyüklerimizi CHP Genel Merkezi'nde bir toplantı yapmak üzere buraya davet ettik. Onlar da çok kapsamlı bir toplantı gerçekleştirdik. En nihayetinde şu anda aktif görevi olan parti meclis üyelerimize ve milletvekili grubumuza yazı yazarak onların görüşlerini topladık ve hepsini rapor haline getirdik. Bu raporları il başkanlarımızı toplayarak, genel başkanımızın başkanlık yaptığı il başkanlığı toplantısında il başkanlarımıza ilettik. Bizler CHP'nin tüzüğünün genel merkez tarafından yazılı ve örgütlere gönderilen bir tüzük olmasındansa örgütlerin sorunlarını içeren, örgütlerin sorunlarına cevap veren ve örgütten gelen talep doğrultusunda hazırlanmış bir tüzük olduğunu bunun da katılımcı bir anlayışla yapmak istediğimizi ilettik ve bu doğrultuda çalışmalarımızı gerçekleştirdik.

Tüzük hazırlık komisyonumuz ikinci toplantısını geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdi. Üçüncü toplantısını sizlerin de bildiği üzere 5 Eylül 2024 tarihinde saat 11'de CHP Genel Merkezi’nde gerçekleştirilecek ve son şeklini hazırlayacaktır. Tüzük hazırlık komisyonumuzun ikinci toplantısında yine aynı katılımcı anlayışla çerçeve metni bütün il başkanlarımıza, illerindeki kurultay delegelerimizle paylaşmak, üzerine tartışmak üzere ilettik. Ve onlar için süreç içerisinde, bu tartışmalarını bu paylaşımlarını gerçekleştirdiler.

"CHP'Yİ İLK GENEL SEÇİMDE İKTİDARA TAŞIYACAĞIZ" 

Elbette burada özellikle üzerinde durmak istediğim hususlardan bir tanesi de tüzük komisyonumuzda sizlerin bildiği üzere Parti Meclisimizi temsilen üç kişi, milletvekili grubumuzu temsilen iki milletvekilimizin olmasını tüzüğümüz emrediyor. Biz bu doğrultuda yine aynı katılımcı anlayışla yapmış olduğumuz çalışmalarımız çerçevesinde benden önce suçluluk işlerinden sorumlu genel başkan yardımcı yapmış Sayın Zeynel Emre'yi geçmişteki çalışmaları aynı katılımcılıkla sürdürmek, bu çalışmaları sürecin içerisine katmak için komisyonumuzun üyesi olarak grubumuzu temsilen komisyonumuz üyesi olarak çalışmalarınıza katmak istedik. Bu talebimizi kendisine ilettik. Kendisi de kabul etti.

Tüzüğümüzde mutlaka eleştirilen, aksayan, değişmesi gerektiğini düşündüğümüz hususları elbette değiştireceğiz. Yine aynı salonda önce komisyon üyelerimizle daha sonra kurultay delegelerimizle üzerinde konuşacağız, tartışacağız, değerlendireceğiz. Ve en nihayetinde doğru yolu bulacağız ve CHP'yi ilk genel seçimlerde iktidarda taşıyacağız."

BİNİCİ: DÖNEM KURALINDAN BAHSEDEBİLİRİZ

Basın toplantısının ardından Böke ve Binici basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Binici, dönem sınırlaması konusunda kesin bir karara varılıp varılmadığı sorusuna şu yanıtı verdi:

"Elbette biz kişilerin düşünerek değil CHP'nin iktidara giden sürecini düşünerek bir tüzük değişikliği yapıyoruz. Bu konuda önce bir kafalarımızın netleşmesi lazım. CHP örgütü olarak kişilerden ayrı partinin iktidara giden sürecini öngörüyoruz. Bir dönem kuralından elbette bahsedebiliriz. İki, üç, beş dönem olur henüz komisyon bu konuda şu dönemdir demedi. O yüzden beni burada kişisel yorumumu yapmam çok sağlıklı olmayacaktır. Ancak bir dönem kuralı olacak. Dönem kuralının yürürlük maddesinin nasıl olacağına ilişkin de bir komisyon değerlendirmesi mutlaka olacak. 

Yerelde feodal yapılara ilişkin bir sıkıntı olduğuna dair bir söyleminiz oldu. Öyle bir sıkıntı biz görmüyoruz. Edirne İl Başkanımızdan, Hakkari İl Başkanımıza kada, Sinop il başkanımızdan Hatay il başkanımıza kadar herkes bu partide demokrasinin işleyişi için bir çaba içerisinde. Karma bir sistemden bahsettik. Elbette Türkiye'nin her yerinde aynı sistemle bir aday belirlenmesi söz konusu olamaz. Bazı illerde farklı seçim çevreleri içerisinde bile adaylaşma ve adayların yapılarına göre bir değişiklik arz ediyor. Dolayısıyla biz karma sistemle aynı 31 Mart'ta bizi başarıya taşıyan süreçte olduğu gibi en doğru adayları, en doğru yöntemle bulmayı amaçlıyoruz."

BÖKE: İSTİŞARE VE MÜZAKEREYLE BELİRLENİR  

Böke'de soruyu şöyle yanıtladı:

CHP'li Başarır anayasanın 4.maddesi ile ilgili sert çıkış CHP'li Başarır anayasanın 4.maddesi ile ilgili sert çıkış

"Biz kurallı işleyen bir Türkiye hayal ediyoruz. Keyfiliğin olmadığı kişiye bağlı karar verilmeyen kural neyse biz ona uyarız. O kural bize siz milletvekili olamazsınız diyorsa olmayız. Dolayısıyla meseleyi kişiler üzerinden değil o Türkiye iktidar iddiasıyla örtüşecek tarif üzerinden yapmak gerekiyor. Nitekim hedefimiz de o. Dolayısıyla tekrar edelim. Bir dönem kuralına gelip gelmemesi, dönem kuralının içeriğinin ne olacağı, ön seçimin sınırlarının tarifi bu partide istişare ve müzakereyle belirlenir. Çünkü biz katılımcı demokrasiye inanan bir partiyiz. Bu süreci de aylardir böyle yürütüyoruz."

"BİR KOTA TARİFLEMEMİZ OLACAK"

Basın mensubunun "Kadın kotası yüzde kaç olacak" sorusunu da Binici şöyle yanıtladı:

"Bir kotayla tanımlamayı doğru bulmamakla birlikte maalesef ülkemizin geldiği yer itibariyle tariflememiz gerektiğini gerektiğini hep birlikte konuşuyoruz. Ancak biz yerel seçimde kotalara bağlı kalmaksızın kadın ve gençlerimizi adaylaştırdık. Yine yapmış olduğumuz çalışmayı tüzüğe dercedeceğiz. Ve bir kademeli geçişle ilerleyen dönemlerde yüzde 50'yi bulacağımız bir kota tariflememiz olacak. Ancak bu bir geçiş sürecidir. Belki geçiş sürecini kademeli olarak hayata geçirebiliriz. Bu bizim öngörümüz. Komisyona ilettik. Komisyonda tartışıldı. Bir fikir birliğine varılamadı. Tekrar tartışmaya devam edeceğiz."

Böke de "Önceki dönem genel başkanları Sivas'ta hazır bulunacaklar mı" sorusuna "Bütün programlarımızda yaptığımız davet gibi burada da bir davetimiz var. Katılım elbette önceki dönem genel başkanlarımızın kişisel programları ışığında onlar tarafından belirleniyor" yanıtını verdi.

BİNİCİ: AMAÇ NEDİR BUNU TARTIŞMAK LAZIM 

Binici de "Genel merkez kontenjanına dair tartışmalar nasıl ilerliyor" sorusuna şöyle yanıt verdi:

"Elbette yüzde 15, 10, 20 hepsi konuşulabilir ama buradaki amaç nedir bunu tartışmak lazım. Sayılara bakmaksızın sayılardan ayrıca düşünmek gerekir ki burada kadının gencin bölgesel dağılımın meslek gruplarının korunduğu bir yapıyı inşa etmemiz lazım. Aslında yerel seçimde bizi başarıya götüren adımlardan bir tanesi de buydu."

BÖKE: DAHA DEMOKRATİK BİR ZEMİN PARLAMENTOSU GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE'DİR 

"Yeni tüzükte CHP'nin Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesiyle ilgili bir yöntem çizilmiş olacak mı?" sorusunu da Böke şöyle yanıtladı:

"Güçlendirilmiş bir parlamenter sistem için yıllardır mücadele eden bir partinin ilkeleri de buna işaret eden üstelik de kuruluşunda liderlik yapmış bu ilkelerin bir partinin bundan vazgeçmesi mümkün değil. Daha demokratik bir zemin parlamentosu güçlü bir Türkiye'dir. Bu hedeften vazgeçmiyoruz. Bu hedefe giden yolda bugünün kuralları içerisinde nereye birisi seçilecekse o kurala uygun işimizi ilkelerimizle uyumlu yapmanın tarifleriyle sınırlıdır bu tüzük."

Kaynak: anka