CHP Emek Büroları, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı sebebiyle yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Çocukların çalıştırılmadığı, çocuklar kadar güzel bir geleceği hep birlikte kuracağız! Türkiye, 2025 yılında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı sosyal bir sorun olmanın ötesine geçerek aynı zamanda devlet eliyle büyütülen yapısal bir sömürü düzenine dönüşen çocuk işçiler gerçeğiyle karşılıyor. İktidar, her fırsatta '2018’i Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Yılı ilan ettiklerini', 'Sosyal taraflarla ortak deklarasyon imzaladıklarını' ve 'Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programını hayata geçirdiklerini' dile getiriyor. Ancak görünen köy kılavuz istemiyor: çocuk işçiliği azalmadığı gibi yaygınlaşarak, derinleşiyor. Gerçek bir mücadele, çocukların çalıştırılmasını sistemin merkezine yerleştiren politikalarla değil; onu topyekûn reddeden, sosyal devleti inşa eden politikalarla mümkündür. Oysa iktidar tam tersini yapıyor. Uzun yıllardır Türkiye’nin kanayan yaralarından biri olan çocuk işçiliği, AKP eliyle eğitim sisteminin içine de sokulmuş durumdadır.

"Yoksulluğun ve eşitsizliğin pençesindeki binlerce çocuk bizzat devlet desteğiyle sermayenin emrine sunulmaktadır"

Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) uygulamasıyla lise çağındaki çocuklar, işçi olarak; sanayide, atölyelerde, iş yerlerinde çalıştırılmaktadır. Her geçen gün sistematik biçimde daha da yaygınlaşan MESEM’ler aracılığıyla, 'eğitim' adı altında çocuklar sistematik biçimde metalaştırılmakta, yoksulluğun ve eşitsizliğin pençesindeki binlerce çocuk bizzat devlet desteğiyle sermayenin emrine sunulmaktadır. Zorunlu eğitim kapsamına alınan MESEM’lerde okuyan öğrenciler 9. sınıftan itibaren okuldan koparılarak haftanın 4 veya 5 gününü staj adı altında sanayi kuruluşlarında, fabrikalarda ya da gönderildikleri iş yerlerinde geçirmekte, yalnızca bir gün okula gidebilmektedirler. Bu süreçte eğitimden, sağlıktan ve sosyal gelişim olanaklarından yoksun olarak ağır sömürü koşulları altında çocuklar çalıştırılmakta, çocuk işçilik resmileştirilmektedir. Öğrencilere asgari ücretin üçte biri veya yarısı kadar ücret ödenmektedir. Kısacası bu düzende çocuk olmak; yoksullukla terbiye edilmek, okuyamadan çalışmak, hakkını arayamadan susmak anlamına gelmektedir.

"Çocuklarımızın; okul yerine tornaya, oyun yerine üretim bandına, gelecek yerine mezara gönderildiği bu düzene itiraz ediyoruz"

Şurası bir gerçek ki, bugün Türkiye’de çocuklar çalışıyor, ölüyor, sakat kalıyor. Üstelik iktidar bu tabloda seyirci değil, doğrudan faildir. Verilere göre 2013’ten 2024’e kadar 713 çocuk çalışırken hayatını kaybetti. MESEM’lerde yaşamını yitiren çocukların sayısı ise tespit edilebildiği kadarıyla 12’dir. Tablo bu kadar karanlıkken, AKP iktidarı MESEM’leri şimdi de ortaokul düzeyine indirmek için çalışmaktadır. Çocuklarımızın; okul yerine tornaya, oyun yerine üretim bandına, gelecek yerine mezara gönderildiği bu düzene itiraz ediyoruz.

"CHP olarak söz veriyoruz, öğrencilerin ucuz iş gücü haline getirilmesine ve çocukların çalıştırılmasına son vereceğiz"

Türkiye Büyük Millet Meclisi, geleceğini emanet ettiği çocuklarına sahip çıkmalıdır. CHP olarak söz veriyoruz; Emeğin Türkiye’si mücadelesinde 'işbaşında eğitim' adı altında öğrencilerin ucuz işgücü haline getirilmesine ve çocukların çalıştırılmasına son vereceğiz. Yoksul halk kesimlerinin çocuklarını öğrencilik çağında işçiliğe mahkûm eden yoksulluk koşullarını ortadan kaldıracağız. Tüm çocukların ilkokuldan üniversiteye kadar eşit, parasız, bilimsel ve nitelikli eğitim hakkına erişmesini sosyal devletin asli görevi olarak yeniden tesis edeceğiz. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhuriyetimizi emanet ettiği, aydınlık geleceğimizin mimarı olan çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyoruz. Ulusal egemenliğimize sahip çıkacak ve çocuklarımız kadar güzel bir geleceği hep birlikte kuracağız."

Kaynak: ANKA