AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Lübnan’da Hizbullah üyelerinin kullandığı çağrı cihazlarının patlatılarak yapılan saldırıya ilişkin "Gerçekleşen eylem Netanyahu katliam şebekesinin savaşı bölgeselleştirme, Lübnan’a yayma, Lübnan-İran hattında bu gerginliği daha da genişleterek kendi bu katliamlarını örtbas etme çabasının bir neticesi" dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Türkiye Buluşmaları" programı kapsamında AK Parti Ankara İl Başkanlığı'nın Ulucanlar Cezaevi'nde düzenlediği STK buluşmasına katıldı. Buluşma sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çelik, Lübnan’da Hizbullah üyelerinin kullandığı çağrı cihazlarının patlatılması sonucu 9 kişinin öldüğü ve 3 bine yakın kişinin yaralandığı saldırıya ilişkin açıklamalarda bulundu. Çelik, "Burada barışı korumak için inisiyatif alması gerekenlerin Netanyahu şebekesini korumak üzere oraya savaş gemisi göndermesinin sonuçlarıdır" dedi.

"BU KATLİAM ŞEBEKESİNİN CİNAYET İŞLEMEKTE HİÇBİR SINIRI YOK"

"Bölgeye hem savaş gemisi gönderiyorlar hem de insani yardım konusunda açıklamalar yapıyorlar" diyen Çelik, saldırıya ilişkin şunları söyledi:

"Lübnan'da hemen acil durum ilan edildi. Bütün hastaneler göreve çağrıldı. Bu tablo bile İsrail'in saldırılarının, bu katliam şebekesinin cinayet işlemekte hiçbir sınırının olmadığını gösteriyor.

Tabii bunu herkes tartışacaktır. Bu çağrı cihazları herhangi şekilde hacklenerek nasıl böyle bir patlayıcıya dönüşmüş? Şimdiden sorgulanıyor. Ellerimizdeki telefonlar, elektronik cihazlar bu açıdan ne kadar güvenlidir? Bunlar nasıl hacklenebiliyor ve insanların yaralanmasına yol açacak şekilde, bomba tesiri yapacak şekilde sonuç ortaya çıkıyor? Bu genişlemesine tartışılacaktır.

Gerçekleşen eylem de bu katliam şebekesinin savaşı bölgeselleştirme, Lübnan’a yayma, Lübnan-İran hattında bu gerginliği daha da genişleterek kendi bu katliamlarını örtbas etme çabasının bir neticesi diye değerlendiriyorum. Bundan sonrasında da eninde sonunda bu katliam şebekesi uluslararası hukukun önüne çıkacak.

Bundan hiçbir şekilde kaçamazlar, eninde sonunda bunun cezasını çekecekler. Ama bugün doğru olan tarihin doğru tarafında kimin durduğu yanlış tarafında kimin durduğudur ve herkesin gözü önünde gerçekleşiyor. İnsanlık adına doğru tutumu kimin aldığı kimin almadığıdır. Burada Cumhurbaşkanımızın ve Türkiye’nin aldığı tutumun en doğru tutum olduğu en net şekilde görülmektedir."

Kaynak: anka