Nesli tükendiği tahmin edilen bazı türlerin ise yaşadığı ortaya çıktı. İşte o hayvanlar;
Fil Sivri Faresi
Bazı türlerin neslinin tükendiğine inanılırken, bazılarının ise hala varlıklarını sürdürdükleri ortaya çıktı. Global Wildlife Conservation'ın "en çok aranan 25 kayıp tür" listesinde yer alan Fil Sivri Faresi (Somali fil faresi), bilim dünyasını heyecanlandırdı.
Fil Sivri Faresi hakkında bilimsel verilerin oldukça sınırlı olduğu biliniyordu ve toplam nüfusuyla ilgili resmi kayıtlar bulunmuyordu. Ancak geçtiğimiz sene, yaklaşık 50 yıl sonra, Afrika Boynuzu’nda (Somali, Cibuti ve potansiyel olarak Etiyopya'yı kapsayan geniş bir alanda) bu nadir türe rastlandı.
Uzmanlar, bölgede bulunan 12 Fil Sivri Faresi'nin sağlıklı ve mutlu bir şekilde yaşadıklarını belirtiyor. Bu keşif, türün devam eden koruma çabalarının önemini vurguluyor ve doğal yaşamın sürdürülebilirliği adına umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Fil Sivri Faresi'nin yeniden keşfi, kayıp olarak kabul edilen diğer türlerin de potansiyel olarak varlıklarını sürdürebileceği umudunu güçlendiriyor.
Fernandina Dev Kaplumbağası
Canlı bir Fernandina Dev Kaplumbağası, en son 1906 yılında görülmüştü.
Uluslararası Doğayı Koruma Birliği de kaplumbağayı kritik tehlikede ve muhtemelen nesli tükenmiş türler arasında listeliyordu.
Ancak 2019 yılında Ekvador Çevre Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Galapagos Milli Parkı ve Galapagos'u Koruma Kuruluşu tarafından yürütülen ortak bir keşif sırasında, 100 yaşından büyük olduğu sanılan dişi bir Fernandina Dev Kaplumbağası'nın canlı bulunduğu duyuruldu.
Dev Ağaç Istakozu
Avustralya'nın Lord Howe Adası'nda, uzun yıllar önce soyunun tükendiği sanılan Dev Ağaç Istakozu türünün hala hayatta olduğu keşfedildi. Bu olağanüstü keşif, bilim dünyasında büyük bir heyecan yarattı.
Ağaç Istakozu olarak da bilinen bu böceklerin popülasyonu, Lord Howe Adası yakınlarında yaklaşık bir yüzyıl önce batan bir geminin enkazından çıkan sıçanların adaya yayılmasıyla ciddi bir şekilde azalmıştı. Yıllar geçtikçe Ağaç Istakozlarına rastlanmamış ve sonunda 1980'lerde nesli tükenmiş olarak kabul edilmişlerdi.
Ancak 2018 yılında, Balls Pyramid adı verilen volkanik bir ada etrafında bulunan ağaçların tepelerinde bu nadir böcek türünün yaşadığı görüldü. Bu keşif, türün hala varlığını sürdürdüğünü ve doğal yaşamın ne kadar dirençli olduğunu gösteren önemli bir kanıt olarak değerlendirildi.
Fil Sivri Faresi
Koelakant balığının neslinin tükenmediği keşfi, 20. yüzyılın en önemli hayvan keşiflerinden biri olarak tarihe geçti. Bu balık türü, tahminlere göre dinozorlardan önce de var olmuş.
Koelakant, uzun süre soyunun tükendiği düşünülen bir tür olarak biliniyordu ve bilinen tek varlığı, yok olduğu düşünülen 65 milyon yıllık fosil kayıtlarındaydı. Ancak 1938 yılında Güney Afrikalı bir müze çalışanı, balıkçıların sıradışı keşiflerinden birinde bir "dinozor balık" olarak tanımlanan bir Koelakant'a rastlandığını bildirdi. Bu keşif, bilim dünyasında büyük bir şaşkınlık yarattı ve Koelakant'ın hala yaşadığını gösterdi.
1997 yılında ise ikinci bir Koelakant, Endonezya'da bulundu. Bu keşifler, Koelakant'ın hala varlığını sürdürebileceğini ve bilim insanlarının doğal yaşamın gizemlerini çözmedeki başarılarını gösterdi.
Hazar Atı
Küçük Mezopotamya atlarından gelen ve dünyanın en eski at veya midilli türlerinden biri olduğuna inanılan Hazar Atı, Amerika doğumlu İran asıllı at yetiştiricisi Louise Firouz tarafından bir binicilik merkezinde çocuklara eşlik edecek midilli ararken İran dağlarında keşfedildi.
İlk başta bir midilli olduğu düşünülse de Hazar Atı, Firouz'un dikkati sayesinde bir el arabasını çekmekten kurtarılmış ve üremesi sağlanmış.
Şimdi en nadir at ırklarından biri olan Hazar Atı'ndan dünya çapında binlercesi olduğu belirtiliyor.
