Maden arama faaliyetlerine karşı duyarlılığı artırmak ve çevresel tahribatı önlemek amacıyla geçtiğimiz hafta Alaplı’da bir toplantı düzenlendi. Toplantıya, Karadeniz Ereğli, Alaplı, Akçakoca ve çevre köylerinden çevreciler ile çevre örgütleri ve bölge halkı katılım sağladı.

Toplantıda, Tokat, Alaplı ve Akçakoca’daki köylerde Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından verilen altın arama ruhsatlarına dikkat çekildi. Konuşmacılar, bu tür ruhsatların "biri olmazsa diğeri olur" anlayışıyla verildiğini belirterek, bu durumun bölgenin ekolojik dengesine ve tarım arazilerine zarar verebileceğini vurguladılar.

"ALTIN MADENCİLİĞİ TARIMA VE SU KAYNAKLARINA ZARAR VERİR"

Toplantıda, altın madenciliğinin genellikle tarım alanları ve su havzalarına yakın bölgelerde yürütüldüğüne dikkat çekildi. Maden arama alanlarının, bölgedeki tarımsal üretimi ve su kaynaklarını tehdit ettiği belirtilirken, özellikle fındık üretimine ve doğal yaşam alanlarına verebileceği zararlar vurgulandı. Katılımcılar, dünyadaki en yaşlı ağaçlardan biri olan porsuk ağacının da maden arama alanlarına çok yakın bulunduğunu belirtti.

Ayrıca, Devrek’te belirlenen maden arama sahasında Bizans dönemine ait tarihi kalıntıların yer aldığı ve bölgedeki su kaynaklarının madencilik faaliyetlerinden olumsuz etkileneceği ifade edildi. Alaplı’daki çevre gönülleri ve yerel halk, Zonguldak Valiliği ve İl Özel İdaresi’nin yürüttüğü ‘Su Birliği’ çalışmalarını yakından takip ettiklerini vurguladı.

"DOĞAMIZI KORUMAK İÇİN HEP BİRLİKTE HAREKETE GEÇMELİYİZ"

Toplantıya katılan çevreciler, Batı Karadeniz’de vahşi madenciliğe karşı mücadelede daha güçlü hareket edilmesi gerektiğini belirtti. Altın madenciliğinde 1 ton malzemeden yalnızca 1 gram altın çıkarıldığı, ancak siyanür gibi kimyasalların kullanımı nedeniyle bölgedeki su kaynaklarının ve tarım alanlarının zarar göreceği ifade edildi. Ayrıca, dünyanın en yaşlı ağaçlarından biri olan porsuk ağacının da tehlikede olduğu vurgulandı.

Öte yandan, Zonguldak, Ereğli ve çevresinde birden fazla altın madeni arama ruhsatı verilmesi de eleştiri konusu oldu. Toplantıda, bölgedeki madencilik faaliyetlerine karşı daha etkin bir mücadele verilmesi gerektiği konusunda ortak karar alındı.

Doğa gönüllüleri, Batı Karadeniz’deki ekolojik dengenin bozulmaması ve bölgenin tarihi ile kültürel dokusunun korunması için yetkililere çağrıda bulunarak, hukuki ve toplumsal mücadelelerini sürdüreceklerini ifade ettiler.

Kaynak: Haber Merkezi