(ANKARA) - Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Kanal İstanbul projesine ilişkin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve diğer yetkililere, "Son yaşadığımız deprem sonrasında ağır bir vebal taşıyan bu konuyu lütfen bir kez daha değerlendirin. İstanbul’un ahını alanlar abad olmaz" diye seslendi. Tüm kesimlerin katılımıyla, iktidarlar değişse bile geçerliliğini koruyacak bir "İstanbul Yasası" çıkarılmasını öneren Davutoğlu, ayrıca kapsamlı bir İmar Yasası ile şehirlerin rant aracı olmaktan çıkarılmasını istedi.
Davutoğlu, T24'ün internet sitesinde, "Acil bir çağrı: Kanal İstanbul 'kalan İstanbul'u' da yok edecek!" başlıklı yazı kaleme aldı. Davutoğlu, geçtiğimiz günlerde İstanbul'da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremi "kentin bir feryadı" olarak nitelendirdi, şehrin doğasına verilen her zararın hem şehir hem de insanlar için ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.
Davutoğlu, 1999 depreminden sonra Turgut Cansever öncülüğünde oluşturulan bilimsel çalışma grubunun hazırladığı kapsamlı rapora dikkati çekti. Raporda, İstanbul'un nüfus yükünün azaltılması ve şehre mesafeli yeni kentlerin kurulması gibi önerilerin yer aldığına işaret eden açıklamada, geçen 25 yılda bu önerilerin tam tersinin hayata geçirildiği ve şehrin estetikten yoksun devasa yerleşim merkezleriyle kuşatıldığı belirtildi.
Kanal İstanbul'un stratejik etkileri konusunda Genelkurmay Başkanlığından yalnızca hukuki görüş alındığını, kapsamlı bir "Stratejik Etki Analizi" yapılmadığını belirten Davutoğlu, Başbakanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bu eksikliği aktardığını ve sürecin durdurulmasını talep ettiğini söyledi. Davutoğlu, 2018 yılında Cumhurbaşkanına sunduğu 27 sayfalık raporda, Kanal İstanbul'un yaratacağı jeopolitik kırılganlıkları açıkça ortaya koyduğunu belirtti.
"İstanbul'a hükmetmeye kalkmayalım"
Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer yetkililere hitaben şunları kaydetti:
"Son yaşadığımız deprem sonrasında ağır bir vebal taşıyan bu konuyu lütfen bir kez daha değerlendirin. İstanbul’un ahını alanlar abad olmaz. Gelin bütün kesimlerin katıldığı toplumsal bir mutabakat ile gelen giden iktidarların değiştiremeyeceği bir 'İstanbul Yasası' çıkaralım. Kapsamlı bir 'İmar Yasası' çıkararak imar rantlarını kamuya aktaralım ve şehirlerimizi bir rant deposu olarak gören zihniyetlerin istismarına son verelim.
Çevresinde insan yoğunluğunu artıracak Kanal İstanbul gibi projelerle İstanbul’a göçü teşvik edecek yeni iskân alanları açmak yerine İstanbul’dan Anadolu’ya göçü teşvik edecek özel projeler ve fonlar oluşturalım. Anadolu’nun bazı bölgeleri insansızlaşırken İstanbul’un artık taşıyamayacağı yeni nüfus patlamalarına izin vermeyelim.
Türkiye ölçekli bir demografik dağılım stratejisi geliştirelim. İstanbul’un tarihi ve doğal yapısının korunması bu stratejinin ana odağını oluştursun. Mekanları ve şehirleri cansız varlıklar olarak görmeyelim; onlar gönül kulakları açık olanlara konuşur. Mekâna ve şehre saygı duymadan, onunla varoluşsal bir özdeşleşme yaşamadan İstanbul’u anlamak da onu korumak da mümkün değildir. Onun için her vesileyle söylemişimdir: İstanbul anlayana en büyük Hoca’dır. İstanbul’a hükmetmeye kalkmayalım, İstanbul’un önünde diz çökelim ve ders alalım."