6 Şubat depremlerinin ikinci yılında, Adıyamanlılar, depremde hayatını kaybeden yakınlarını anmak için şehrin sembol meydanlarından biri olan Saat Kulesi önünde bir araya geldi. Depremde oğlu Taylan'ı kaybeden bir kadın, Türkçe ve Kürtçe ağıtlar söyleyerek gözyaşları içinde, "Oğlumu kaybettim, o kara günler bir daha gelmesin" dedi.
6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerde 11 il büyük bir yıkıma uğradı. Depremde en az 53 bin 737 kişi hayatını kaybederken, 107 bin 213 kişi yaralandı. Depremden en fazla etkilenen illerden biri olan Adıyaman'da vatandaşlar, hayatını kaybedenleri anmak için Saat Kulesi önünde toplandı.
Depremde oğlu Taylan'ı kaybeden bir kadın, duygusal anlar yaşayarak oğlunu andı. ANKA Haber Ajansı'na konuşan kadın, "Oğlumu kaybettim, o kara günler bir daha gelmesin" ifadelerini kullandı.
"ÇOCUKLARIMIZ ÖLMEDEN EL UZATALIM"
Depremzede Ayşegül Emre, 7 yaşındaki yeğeni Emre'nin serebral palsi tedavisi için yetkililere çağrıda bulundu. Emre, şunları söyledi:
"Gerçekten o anlar çok zordu. Halen yaşıyoruz zaten etkisi üzerimizde. Hiçbir zaman etkisi bitmeyecek. Ben özellikle yeğenim için buraya geldim. Yeğenimin gerçekten tedaviye ihtiyacı var. Depremzedeyiz, ameliyat geçirdi. 2 yıldır maddi gelir sağlanmadığı için çocuk tedavi göremiyor ve yürüyemiyor. Ben buradan bütün yetkililerimize sesleniyorum, milletvekillerimize, Sayın Valimize, Sayın Cumhurbaşkanımıza; bir şekilde çocuğumuzu yürütelim ve ölmesin. Yeğenim 7 yaşında ve ilkokul öğrencisi. Annesi sırtında taşıyarak yeğenimi okula götürüyor. Depremde evleri yıkıldığı için konteyner kentte kalıyorlar. Yürüyemediği için de buraya gelemedi. Ben onlar için ses olmaya geldim. İnşallah sesim duyulur ve inşallah zor günümüzde bir güneş olur. Çocuklar ölmesin. Çocuklarımız ölmeden el uzatalım."
"AYNI ENKAZIN ALTINDAYIZ"
Konteyner kentte yaşayan depremzede Pınar Yaren Kuş, konteyner kentte yaşadıkları sorunlara dikkat çekerek şunları söyledi:
"İki yıl geçti ama hiçbir şey değişmedi. Acımız zaten hep aynı. Burada acılarımızı paylaşmaya çalışıyoruz ama hiçbir şey değişmedi. Her şey olduğu gibi kaldı. Yaşam alanı yapılmadı. Aynı enkazın altındayız. Konteyner kentte yaşıyoruz ve problemler oluyor. Bize küçücük bir alan vermişler, burada yaşayın diyorlar. Nereye kadar yaşayacağız? Konteynerda yaşayanlara ev verilmiyor, verilse bile çok geç veriliyor. Çok sıkıntı yaşıyoruz, üç gün boyunca devlet zaten yoktu. Hiç kimse yanımızda olmadı, öyle de kaldı. Bir destek yok."