Nobel ödüllü MIT Ekonomi Profesörü Daron Acemoğlu, Şahinler Holding’in Antalya’daki etkinliğinde bir sunum yaparak basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Türkiye ekonomisine dair önemli değerlendirmelerde bulunan Acemoğlu, yolsuzluğun daha iyi denetlendiği bir sistemin gerekliliğine dikkat çekerek, "Türkiye’nin kurumlarını iyileştirmesi gerekiyor. Asgari ücretin yüzde 50’yi etkilediği bir ülkede, bu oranı yüzde 70’e çıkarmak gelirleri artırmaz. Sorunun temelinde verimlilik yatıyor. Verimlilik düşükse işçi sınıfının refahını artırmak mümkün değil" ifadelerini kullandı.
Acemoğlu, "Türkiye’nin dezenflasyona girmesi gerekiyordu, ancak tüketimi azaltmadan enflasyonu düşürmeye çalışıyor. Enflasyonun kısa vadede tek haneye inmesi mümkün değil" dedi. Kısa vadeli makroekonomik durumun iki yıl öncesine göre daha iyi olduğunu belirten Acemoğlu, asıl sorunun sadece enflasyon değil, düşük verimlilik olduğunu vurguladı.
BİR 10 YIL DAHA KAYBEDEMEYİZ
"Türkiye verimliliği artırmak için bir 10 yıl daha kaybedemez" diyen Acemoğlu, iklim değişikliği ve yaşlanan nüfus gibi önemli konulara da dikkat çekti ve bu meselelerin daha fazla gündeme taşınması gerektiğini belirtti.
Nobel ödüllü iktisatçı Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Türkiye'nin teknolojik gelişmelere ayak uydurması ve bölgesel dinamiklere ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin teknoloji ve ihracat pazarına olan ihtiyacını vurgulayan Acemoğlu, "Türkiye'deki otomasyona yönelim mesajını ABD’li şirketlere de iletiyorum" dedi.
"ORTA DOĞU BELİRSİZLİK YARATIYOR"
Orta Doğu’nun fırsatlardan çok belirsizlik yarattığını ifade eden Acemoğlu, "Suriye’de yeni bir pencere mi açılıyor yoksa kaos mu yaşanıyor, emin değilim" dedi. Türkiye'nin Suriye'deki etkili ve güçlü gruplarla temaslarının olduğunu belirten Acemoğlu, "Dünyada barış ortamı Orta Doğu’dan başlar" diye konuştu.
"ÇİN'DE BÜYÜME POLİTİKASI SORUNLU"
Çin’in gevşeme politikasına ilişkin görüşlerini de paylaşan Acemoğlu, "Çin son 10 yılda 'Ekonomik büyüme devam ederken orta sınıfın politik ve sosyal taleplerini susturacağız' politikasını uyguluyor ve bu açmaz devam ediyor" değerlendirmesinde bulundu. Avrupa ekonomisinin durumu hakkında konuşan Acemoğlu, Almanya’nın elektrikli araçlardaki yetersiz girişimleri nedeniyle endüstride gerilediğini ancak toparlanacağını söyledi.
Acemoğlu’nun sunumunda öne çıkan başlıklar ise:
Yapay Zeka ve İnsan Kaynağı: Yapay zeka teknolojilerinde son 4 yılda hızlı gelişmeler yaşandı ancak insan kaynağı eksikse yapay zeka beklentileri karşılamayabilir.
Otomasyon ve Eşitsizlik: Son 40 yılda otomasyon nedeniyle reel ücretlerde gerileme görüldü. Dijital teknolojiler insanların verimi için kullanılmadığı sürece reel ücretlerde eşitsizlik artıyor.
Toplam Faktör Verimliliği: Dijital çağda toplam faktör verimliliği binde 5'in altında kalıyor. Yüzde 3'lük verimlilik artışı ise insan kaynakları ve yatırımlar olmadan gelir artışı sağlanabileceğini gösteriyor.
Eşitlik ve Yapay Zeka: Yapay zekanın otomasyon için doğru kullanılması ücret eşitliğini sağlayabilir.
Acemoğlu’nun bu analizleri, teknolojik dönüşüm ve ekonomik yapının yeniden ele alınması gerektiğini ortaya koyuyor.
"TÜRKİYE, NUFUSUNUN YAŞLANDIĞININ YETERİNCE FARKINDA DEĞİL"
Dünyada hızla yaşlanan nüfusa dikkat çeken uzmanlar, toplumların yaşlandıkça daha uzun ömürlü hale geldiğini ve bu süreçte eğitimin sürekli yenilenmesi gerektiğini vurguluyor. Türkiye’nin ise nüfusunun yaşlandığının yeterince farkında olmadığı belirtiliyor. 2060 yılında Türkiye'nin, Japonya'nın bugünkü yaşlılık seviyesine doğru ilerleyeceği öngörülüyor.
Türkiye'de insan kaynaklarının daha aktif kullanılmak yerine erken emeklilikle pasifize edildiği ifade edilirken, aktif-pasif sigorta dengesi de hızla bozuluyor. Buna ek olarak, işçi başına düşen robot sayısında Türkiye'nin geride kaldığı, Almanya ve Güney Kore gibi ülkelerin bu alandaki ilerlemeleri sayesinde otomotiv üretiminde lider olduğu vurgulanıyor.
İklim değişikliğiyle mücadelede yenilenebilir enerji inovasyonlarına yapılan yatırımlarda Türkiye'nin geride kaldığı belirtiliyor. Türkiye ve İtalya gibi ülkelerin, bu alanda teşvik yerine zorluklarla karşılaştığı ifade ediliyor. Türkiye'nin yenilenebilir enerji yatırımlarında küresel standartlara ulaşabilmesi için bu alana daha fazla önem vermesi gerektiği söyleniyor.
Tedarik zincirindeki değişimlerin Türkiye için büyük fırsatlar barındırdığı ancak bu fırsatların yeterince değerlendirilemediği ifade ediliyor. Türkiye, eşitsizlik, demografik değişim ve iklim değişikliği gibi küresel dinamikleri avantaja çevirmekte zorluk yaşıyor. Teknolojik gelişmelere hazır olmadığı belirtilen Türkiye'nin, toplam faktör verimliliği büyümesinin sıfır olduğu kaydediliyor.
Drone gibi yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatında Türkiye’nin daha etkin bir rol alabileceği ifade edilirken, eğitim ve insan kaynağı konularında da ciddi eksikliklere dikkat çekiliyor. Türkiye’de iş gücünün yüzde 40’ının lise eğitimi almadığı, yazılımcı oranının düşük olduğu ve teknolojiyi kullanacak elit bir kesim oluşturulamadığı vurgulanıyor.
Türkiye'nin teknolojik gelişimi, küresel fırsatları değerlendirme kapasitesi ve yenilikçi yaklaşımlar geliştirmesi gerektiği öne çıkıyor.