İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, 30 Ekim depreminin 4. yılında anma töreni düzenledi. Törende konuşan TMMOB İzmir İKK Dönem Sözcüsü Aykut Akdemir, katılımcıları iktidara karşı sessiz protestoya davet etti.
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’de yaşanan depremin 4. yıl dönümünde 30 Ekim Deprem Anıtı ve Parkı'nda anma töreni düzenledi.
Törene, TMMOB İzmir İKK Dönem Sözcüsü Aykut Akdemir, İzmir Tabip Odası genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel, DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay ile emek ve demokrasi güçleri bileşenleri katıldı.
Törende, depremde hayatını kaybedenlerin anısına mumlar yakıldı ve karanfiller bırakıldı. Açıklamanın ardından ise iktidara tepki olarak kalabalık bir dakika boyunca sessiz kalarak tepki gösterdi.
AKDEMİR: “YENİDEN YENİDEN SÖYLEYECEĞİMİZ BİR SÖZ YOKTUR”
Depreme ve sonrasında yaşananlara ilişkin söyleyecek tüm sözleri söylediklerini ifade eden Akdemir, şunları söyledi:
“Deprem yaşamadık. İzmir depreminin fragmanını yaşadık. Bu fragmandan ders almayanlar, geçmişte yapılan tüm hatalara rağmen hala yönetemeyerek oldukları koltuklarda oturanlar, 6 Şubat 2023’te bu ülkenin yaşadığı en büyük felakete neden olanlardır. 30 Ekim'de felaketi yönetemeyenler yine hala koltuklarında oturmaktadır. Depremzede tanımını bile bize yeniden hatırlatan bu iktidarın yaptığı tek şey, asıl görevini yapmak yerine yeni rant alanları açmak oldu. Rezerv alanı bölgesi dedikleri bölgede 7 binin üzerinde konut yaparak insanları bir yılda yuvalarını konuşturduklarını söylüyorlar. Aynı parayla şu an burada evlerinde oturamayan tüm vatandaşların evlerini aynı ücretle burada yerinde yapmaları gerekirken, asil sorumlulukları ve Anayasa'nın verdiği görevlerini yerine getirmedikleri için suçludurlar. Kamunun parasını, asıl harcamaları gereken yere değil yeni rant alanlarında harcadıkları için yine suçlular. Bu suçlular hala koltuklarında oturmakta. Katillerin iktidarında İzmir Emek ve Demokrasi güçleri olarak yeniden yeniden söyleyeceğimiz bir söz yoktur. Acılardan siyaset üretenlere tek bir söz söylüyoruz. Gidin bu ülkeden. İnsanlara kötülük etmekten vazgeçin. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, 30 Ekim depreminde de tam da bulunduğumuz bu olduğu yerdeki kurduğu çadırlarla tüm vatandaşlarımıza destek götürmüştür. Bizler insani görevimiz anayasamız anayasanın bize yüklediği sorumlulukları yerine getirmekten bir adım bile geri düşmeyeceğiz. Bu katil iktidarın yapmadığı, insana değer vermediği her yerde umudumuz ve güvencimiz hep insan olacaktır.”
“BU İKTİDARIN KENTLERİ VE İNSANI DÜŞÜNDÜĞÜ YOK”
İzmir’de muhalefet ve iktidarı karşı karşıya getiren Buca Cezaevi alanı için AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya’nın çıkışını da eleştiren Akdemir, şu ifadeleri kullandı:
“Bugün çıkmış bir iktidar milletvekili, yıllardır bu kentle mücadele ettiğimiz, deprem sonrası toplanma alanları üzerinden savunduğumuz eski Buca Cezaevi Alanı'na tekrar tekrar bina dikeceklerine dair açıklamalarda bulunmuş. Güvenli görülmeyerek yıkılan cezaevi binasının yerine AVM ve konut yapmak gibi iddiaları vardır. Buca'nın bir deprem sonrası toplanacağı hiçbir alanı yoktur. Bugün söyleyeceğimiz ana sözümüz şu olmalı: Madem binalara dokunamıyorsunuz, müteahhitlere dokunamıyorsunuz, rantçılara, hırsızlara dokunamıyorsunuz... Bari depremde halkın toplanacağı alanlara sahip çıktım. Onları çoğaltmaya ihtiyacımız var. Buca Cezaevi alanının toplanma alanı olmasına ihtiyaç var. Geçen dönem tüm İzmir Emekli güçleri olarak beraber yürüttüğümüz bu mücadelede iktidarın bütün rantçı söylemlerini dile getiren herkese rağmen Buca Cezaevi alanının deprem toplanma alanı olması için Buca Belediye Başkanı'na, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanına buradan bir kez daha sesleniyoruz. Kente sahip çıkın. Bu iktidarın kentleri ve insanı düşündüğü yok. Ancak insan odaklı, toplumcu belediyecilik kavramı üzerinden söz söyleyen herkesin bu halka, bu topraklara, bu ülkeye sahip çıkması gerekiyor. Görevlerini yeni getirmeye çağırıyoruz. Söylenecek sözlerin şimdiye kadar hep söyledik. Google'ın bütün sayfaları bizim sözlerimizle dolu. Hiçbir rant talebi beklemeden söylüyoruz.
YÜKSEL: “BİZ UNUTTUK, UNUTACAĞIZ”
Depremde eşini ve çocuklarını kaybeden İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel ise, toplumsal hafızanın zayıf olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Depremde iki çocuğum ve eşimi kaybeden birisiyim. Ama bu ülkede herkes bir şeyin zedesi. Yani habire felaketleri yaşıyoruz. O felaketlerle ilgili alınacak önlemler alınmıyor. Unutmadık, unutmayacağız diyor. Biz unuttuk, unutacağız. Unutmaya da devam edeceğiz. Toplumda bu ve yöneticilerdeki bu anlayışı ortadan kaldırmamız lazım. Ülkemizde sürekli bir acı yaşanıyor. Bir acı, bir önceki acıyı ortadan kaldırıyor, unutturuyor. Bunu biz ne kadar devam ettirebileceğiz? Nasıl bir önlem alacağız? Buna bir toplumu yönetenler olarak da bir çözüm bulmaları, artık bir şeyler üretmeleri gerekiyor. Biz ders alamıyoruz. Gelen acı akıp gidiyor. Hiçbir şekilde hatırlamıyoruz. Hiçbir şekilde ders alınmıyor. Ben acımı yaşarken 6 Şubat'la karşılaştım. Ben kendi acımı yaşamayı unuttum. Bu çok ağır bir durum. Bunu hissetmek çok acı. Daha büyük felaketler yaşanmasın diye gerçekten bir şeyler yapmak lazım. Gerçekten bir irade koymak, ortaya koymak lazım. Toplumun da sahiplenmesi gerekiyor. Unutmadık, unutmayacağız. Hayır, unuttuk, unutmaya devam edeceğiz. Biz unutmamak için unutturmamak için mücadeleye de devam edeceğiz.”
AKIN: “RANTLA, TALANLA BU İŞİ YÜRÜTMEK MÜMKÜN DEĞİL”
DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın ise rant eleştirisi yaparak şunları söyledi:
“Gerçekten bu ülkenin kaderinde deprem diye bir şey yok. Ancak maalesef depremle beraber yaşanan felaketler zinciri var. Hem İzmir depremi hem de 6 Şubat depremine bizzat tanıklık ettik. 6 Şubat depremi gerçekten Türkiye açısından büyük bir vahşet, büyük bir katliam oldu ama neredeyse bu ülkenin yöneticileri, buradan hiçbir ders almadan aynı yerlerde aynı şeyleri yapmaya çalışıyorlar. Bu ülkede dayanıklı kentlere, insanca yaşam koşullarına, ihtiyaç var ama sadece rantla, talanla bu işi yürütmek mümkün değil. Unutmayacağız diyoruz. Unutmayacağız ama unutturmamamız da gerekiyor. Bizi unutmasak bile unutturuyorlar. Çünkü acıların üzerine acılar ekleniyorlar. Daha büyükleri oluyor. Bu ülkede gerçekten güvenli yaşamak temel hedefimiz olmalı. Bu hedefe ulaşmak için birlikte dayanışma içinde olmaktayız.”
AKDEMİR: “SESSİZLİĞİMİZLE SESLENELİM”
Yeniden konuşan Akdemir’in “Söyleyeceğimiz çok şeyi söyledik. Yazacağımız birçok şeyi yazdık. Bu iktidarın ne sözden ne de bizim yazılarımızdan anladığı bir şey yok. İnsan olma durumu üzerinden hiçbir derdi ve kaygısı yoktur. Biz o yüzden buradan bir kez daha seslenelim. Sessizliğimizle seslenelim. Hepinizi bir dakika boyunca sessiz bir şekilde bu iktidarın bizi dinlediğini düşünerek yönetemeyenlerin neyi yönetemediklerini anlamaları adına bir dakika boyunca sessizliğe davet ediyorum” sözlerinin ardından kalabalık, sessizlikle iktidara tepki gösterdi.