Haber - Analiz: Zülfikar DOĞAN
(ANKARA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) üç ayda bin bir zorluk ve güçlükle 750 baz puan indirerek yüzde 42,5’a düşürdüğü politika faizini nisan toplantısında 350 baz puan artışla yüzde 46’ya yükselterek piyasalardaki fiili durumu resmileştirdi.
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu merkezli operasyonlar sonrası altüst olan para, döviz, menkul kıymet piyasalarını sakinleştirmek için peş peşe para politikası araçlarını devreye sokan TCMB yönetimi ve PPK, 20 Mart’ta yaptığı olağanüstü ara toplantıda gecelik borç verme faizini 200 baz puan artırarak yüzde 44’ten yüzde 46’ya yükseltmiş, yüzde 42,5 politika faizi üzerinden gerçekleştirilen haftalık repo ihalelerini de askıya almıştı.
Dolayısıyla 20 Mart’tan bu yana TCMB politika faizi fiilen yüzde 46 oranındaki gecelik faiz oranında uygulanıyordu. 17 Nisan PPK toplantısı öncesinde piyasalarda ve yatırım uzmanlarındaki ağırlıklı beklenti yüzde 42,5 oranındaki politika faizinin sabit tutulacağı ve haziran toplantısına kadar faizde değişikliğe gidilmeyeceği yönündeydi. Ancak 19 Mart operasyonlarından bu yana bir aya yaklaşan sürede oluşan negatif reel ekonomik tablo, piyasalardaki sert dalgalanmalar, kurlardaki iniş-çıkışlar, özellikle hisse senedi, Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS), hazine ve özel sektör tahvilleri piyasalarında yabancı yatırımcı çıkışlarının milyarlarca dolara varan tutarlara çıkması ekonomi yönetiminin müdahale alanını ciddi şekilde daralttı.
Nisan başında yürürlüğe giren elektrik, doğalgaz, akaryakıt zamlarının zincirleme yansımasıyla nisan tüketici enflasyonunun radikal bir yükseliş göstermesi yüzde 3 veya üzerine çıkması ihtimali arttı. TCMB’in yıl sonu enflasyon hedefinde yukarı yönlü yeni bir revizyonu kaçınılmaz hale getiren gelişmeler bir yanıyla faiz artışı ihtimalini de gündeme taşıdı. Kaldı ki 20 Mart’taki olağanüstü ara PPK toplantısından bu yana yürürlükten kalkan yüzde 42,5 oranındaki politika faizi yerine fiilen ikame edilerek gayrı resmi politika faizine dönüşen yüzde 46 gecelik repo faizi 17 Nisan toplantısında alınan 350 baz puan artış kararıyla fiiliyattan resmiyete dönüştürüldü.
Goldman Sachs’ın 350 baz puan artış öngörüsü...
Gerek TCMB anketinde gerekse diğer piyasa anketlerine ve yabancı yatırım bankalarının değerlendirmelerinde ağırlıklı beklenti 17 Nisan’da politika faizinin sabit tutulacağı olurken, Goldman Sachs bu konuda radikal biçimde ayrışmıştı. Küresel yatırım bankası Goldman Sachs 27 Mart’ta yayınladığı Türkiye değerlendirmesinde 17 Nisan toplantısında 350 baz puanlık faiz artışına gidileceğini ve yüzde 42,5 oranındaki politika faizinin yüzde 46’ya yükseltileceğini öngörmüştü.
TCMB faizinin bir aydır yüzde 46 olarak uygulanması, mevduat faizlerini yüzde, bireysel ve ticari kredi faizlerinin yüzde 60-65 seviyesine çekti. Politika faizindeki artışın resmileşmesiyle tüm faizlerde yeni bir artış dalgası kaçınılmaz hale gelirken, iş dünyasının uzun süredir yakındığı yüksek finansal maliyetler ve finansa erişim güçlükleri yeniden gündeme taşındı. Geçtiğimiz yılın aralık ayında başlatılan ve ocak, mart PPK toplantılarında sürdürülen 250’şer puanlık faiz indirimlerinin nisanda sürmesi ve haziran-temmuz toplantılarında politika faizinin yüzde 40’ın altına inmesi beklentileri rafa kalktı. Faiz indirimi süreci 19 Mart siyasi operasyonlarıyla kesintiye uğrarken, güvensizlik ve istikrarsızlık endişelerinin artması, kurlardaki yükseliş, enflasyondaki tırmanışı da hızlandırdı. TCMB ve ekonomi yönetimi bu gelişmelere karşı faiz artışı silahını kullanmak dışında çaresiz ve seçeneksiz kaldı. Gelinen aşamada 2023 Temmuzundan bu yana büyük toplumsal fedakârlıklar, yoksullaşma ve ağır insani maliyetler pahasına yaklaşık iki yıldır uygulanan ekonomik programdaki hemen tüm kazanımlar 19 Mart operasyonlarıyla heba edilirken faiz artışı kararıyla iki yıl öncesine ve başa dönüldü.
Her ne kadar enflasyon ve diğer makro göstergelerdeki gelişmelere göre PPK’nın takvim dışı ara toplantı yapması, faiz konusunda yeni kararlar alması olanaklı olsa da mevcut durumda yaz ortasına kadar yeni bir faiz indirimi, politika faizinde değişiklik olasılığı ortadan kalkmış görünüyor.